Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Her koşulda müteyakkız olmalıyız

SABAH'a konuşan güvenlik kaynakları darbe iddialarını değerlendirdi: Hiçbir somut veri yok. 14 Temmuz'da da bir şey yoktu. Ancak hiçbir savaş, bir önceki savaşın kurallarıyla olmuyor. Bu nedenle müteyakkız olmalıyız

SABAH, güvenlik kaynaklarına siyasi, askeri, diplomatik ve stratejik konularla ilgili Türkiye gündemini meşgul eden 10 soru sordu. Libya ve Suriye'deki gelişmelerden F-35 ve S-400'lere, yeni bir darbe olacağı söylentilerinden TSK içindeki önlemlere kadar birçok konudaki soruları güvenlik kaynakları yanıtladı.
İşte 10 sıcak soru ve cevapları:

1- F-35 projesi ve S-400 kurulumunda son durum ne?
Türkiye, F-35'lerin binden fazla parçasını üretmeye devam ediyor. 1.4 milyar dolar ödeme yaptı. Pentagon Lojistik Müdürü bile "En dürüst ortağımız sizsiniz" diyor. 83 milyon vatandaşımız güvenliği için hava ve füze savunma sistemi bekliyor. ABD, Çin, Rusya, İtalya-Fransa ortaklığı ile görüşüldü. Sonunda "S-400 aldık, kurduk, personelimizi eğittik." Şimdi muhataplarımıza "Gelin, bu konuda bir heyet kuralım" diyoruz. S-400'lerin, F-35'lerle birlikte işletilemeyeceğini söyleyenlere görüşmeye hazır olduğumuzu belirtiyoruz. Bizim açımızdan her şey mecrasında gidiyor.

2- İdlib'de, Ruslarla mutabakat işliyor mu?
İdlib'de 5 Mart 2020'de Moskova'da sağlanan bir mutabakat var. M4 yolunun açılması, 6'şar km kuzey ve güneyinde koridor oluşturulması aşamaları gerçekleşti. Bölgedeki Rus generalle de sürekli temasta bulunuluyor. Ortak devriyelerin 16.'sı tamamlandı. İdlib'de; Heyet Tahrir Şam, Türkİslam Partisi gibi oluşumlar var. Örgütler zamanın ruhunu okuyamıyor. El Kaide tarzı yöntemlerle orada yaşama şansları yok. Bizim işimizi zorlaştırıyorlar. Ruslara, rejime gerekçe üretiyorlar.

3- Libya'nın geleceği nasıl şekillenir?
Libya ile 500 yıllık ortak tarihimiz ve kültürümüz söz konusu. BM nezdinde Libya'yı, Milli Mutabakat Hükümeti yani Sarrac temsil ediyor. Hafter'in karşılığı yok. Geçen yıl Moskova'da ve Berlin'deki zirveleri sabote eden Hafter oldu. Kahire'deki toplantıdan çıkan ateşkes çağrısı ise yapay bir girişim. Türkiye olarak Libya ile Askeri Eğitim ve İşbirliği Anlaşmamız var. Eğitim, danışmanlık, lojistik, taktik, teknik destek veriyoruz. Ülkedeki aşiretlerle temastayız. Egemenlik her millet için önemli bir duygu. Onlara, "Burası sizin ülkeniz. Size sadece yardımcı olabiliriz" diyoruz.

4- Suriye'de terör örgütü ABD silahları kullanıyor mu?
Barış Pınarı Harekatı bölgesinde ABD'nin ve Rusya'nın bize açık taahhütleri var. Putin'in sözüne rağmen Tel Rıfat'ta halen teröristler bulunuyor. ABD önce Münbiç'ten çıkmadı, sonra Rusya'ya devretti. Süreci dikkatle takip ediyoruz. Ruslar, Haseke'de otonom bölge kurma peşinde. ABD ise 25 partiyi birleştirerek orada yeni bir yapı kurdu. Her istediğimiz olmuyor ama mücadele ediyoruz. Bölgedeki PKK'lılarda Rus silahları da ABD silahları da var.



5- 15 Temmuz öncesi FETÖ neden tespit edilemedi?
TSK'da savcılıktan, emniyetten, istihbarattan gelen hiçbir bilgi göz ardı edilemez. 15 Temmuz öncesi emniyete, istihbarata soruldu. "Kaydı yok" cevabı geldi. Savcılık "bilgi yok" dedi. O tarihte MİT'te, emniyet, adliyede de FETÖ var. Oradan "kaydı yok" notu gelince, içerideki de onu güçlendiriyor. 15 Temmuz öncesi bütün toplantılar villalarda yapılmış, o noktada istihbaratın yetkisi yok muydu? Ankesör veya ByLock daha önce verilseydi. Yani Türkiye Cumhuriyeti devleti A'dan Z'ye o noktada darbeyi yemiş, meseleyi bir tarafa yıkmak ahlaki değil.

6- Bugün darbe iddialarının TSK'da karşılığı var mı?
Kulağımızı, beynimizi açarak, herkese sorarak konuya bakıyoruz. "Şüphe aklın yarısıdır." Hiçbir somut veri yok. 14 Temmuz'da da bir şey yoktu. Ne darbe denildi ne de bir şey duyduk. Ancak hiçbir savaş, bir önceki savaşın kurallarıyla olmuyor. Bu nedenle müteyakkız olmalıyız. MİT'in, bizlerin, gazetecilerin gözünün kulağının açık olması lazım.

7- Komutanlar dış etkiye açık hale mi getiriliyor?
TSK'nın 500 bin personeli içinde diğer kurumlarda olmadığı kadar homojenlik söz konusu. Karslısı da var, Edirnelisi de. Sağcısı da var, solcusu da. Akıllısı da var, az akıllısı da. Toplum neyse TSK da o. Bir takım kişi ve kurumlar, komutanlarla tanışmak, görüşmek isteyebilir. Bazı insanlar bu ilişkileri kullanabilir de. 27 Mayıs'a, 12 Eylül'e, 28 Şubat'a bakın. Vitrindeki askerlerin arkasında kimlerin olduğunu hatırlayın. Siyasetçisi, bürokratı, sanatçısı, sporcusu vs. Bu noktada arkadaşlarımızı uyarıyoruz.

8- 15 Temmuz'dan bu yana Silahlı Kuvvetler'de nasıl bir yapısal değişim oldu?
TSK vazifesini yapsın. Geçmişte şöyle idi: "DSİ'de işler kötü gidiyormuş veya okullarda durum şu imiş." Sana ne, sen görevini yap kardeşim. Asker olarak hukuk çerçevesinde, vazife sınırları içinde şeffaflıkla görevini yerine getireceksin. Anayasa, yasalar ve Cumhurbaşkanı'nın direktifleri ile bağlısın.

9- Pandemi şartlarında asker uğurlama görüntüleri için ne düşünülüyor?
Türk gencine yakışmayan bir manzara. Sanki destek arayışı gibi bir şey. Askere gidiyorsun, esas olan vakar. Arkadaşlarınla bir yemek yersin, o kadar. Ama yolu kes, trafiği durdur, ayıp, saygısızlık bu. Kıtaya katılanlara yaptıklarının yanlış olduğu anlatılıyor.

10- Davutoğlu'nun darbeci Mehmet Dişli ile ilgili istihbarat notu beyanları nasıl karşılanıyor?
Sayın Ahmet Davutoğlu o dönemde Başbakan olarak aynı zamanda Yüksek Askeri Şura'nın da başkanı, yani görev ve sorumluluğuna bakılması lazım. Neticede bahsettiği istihbarat notundan ancak Haziran 2020'de haberdar olanlar bulunduğu da hesaba katılmalı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA