Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Milletin emanetine sahip çıkmak...

Dün, gün boyu Kayseri'de idik. TMSF Başkanı Muhiddin Gülal'ın daveti üzerine duayen yazarımız Yavuz Donat, Ekonomi Servisi Müdiremiz Dilek Güngör'le birlikte bizce kritik tesisleri gezdik. 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra FETÖ bağlantısı veya iltisaklı olması nedeni ile Fon'un kayyumluğuna devredilen şirketlerin 2016-2019 dönemi finansal göstergelerini, üretim ve istihdamla ilgili performansını yerinde inceledik.
Detaylarını ekonomi sayfamızda göreceğiniz tabloda, devletin ezber bozan yaklaşımına tanık olacaksınız.
TMSF Başkanı Gülal'ın ifadesi ile "Fon yönetimindeki işletmelere FETÖ varlığı diye bakmadık. Her birini milletin malı, milletin emaneti gözüyle ele aldık. Katma değer ve istihdam üretmelerine öncelik verdik!"

Şu hususun altını önemle çizmek isterim. Yaklaşık 4 yıl önce TMSF'in kontrolüne geçen 797 şirket bugün 26.1 milyar TL öz kaynağa, 61 milyar TL aktif büyüklüğe sahip. Üstelik 40 bin 686 kişiye de iş ve aş sağlıyor. Bu veriler, Fon sürecinde yüzde 43 büyümeye işaret ediyor. Yani... Devletin görev verdiği profesyonellerin "basiretli tüccar" gibi hareket ettiğini gösteriyor.

***


TMSF yönetim ve gözetimindeki şirketler içinden, dün bilgi sahibi olduğumuz ikisine özel parantez açmak isterim.
Koza Altın...
Kayseri Himmetdede işletmesinde aldığımız brifing, altın üretimine "stratejik yatırım" gözüyle bakılması gereğini net olarak teyit etti. 2019 yılında Türkiye'de üretilen 38 ton altının, 11 tonunun Koza Holding tarafından başarıldığı dikkate alınırsa ne demek istediğim daha iyi anlaşılır. (Fotoğrafta, kalıba dökümüne tanıklık ettiğim ve bir an için elime aldığım külçe, 25 kg ağırlığında ve 1.3 milyon dolar, yani 9 milyon lira değerinde idi!)
Koza Altın Genel Müdürü İsmet Demir'den, eski sahipleri döneminde 4 farklı tesiste 8 ton civarında altın üretildiğini dinlediğimde, FETÖ kimlikli işletme kayıtlarına ilişkin şüphelerin ve para aklama-kaçırma trafiği iddialarının doğru olduğu kanaatine vardım!
Ayrıca... Türkiye'nin yıllık 160 ton altın ithal ettiği hesaba katılırsa, ülkedeki doğal kaynakların, bilhassa yerli ve milli kurumlar üzerinden ekonomiye kazandırılmasının gerekliliği gün gibi ortaya çıkıyor.

***



Anadolu Erciyes Holding'e gelince...
Üç markası ile mobilya sektörünün yüzde 60'ını temsil etmenin ciddiyeti içinde enflasyonla mücadeleye ve gerçekçi piyasa fiyatının oluşumuna sağladığı katkıyı bir kenara not etmek lazım.
Alpaslan Baki Ertekin'in yönetimini üstlendiği grubu; ciro, karlılık, ihracat, istihdam kriterlerinin hepsinde büyütmesi bir başarı öyküsü. 13 bin çalışan, 1.505 mağaza ve pandemi günlerinde yer yer duran üretime ve ihracata rağmen tek bir işçinin bile ekmeksiz kalmaması! Ve Ertekin'in, "Başarıda asıl pay sahibi çalışanlarımızın alın teridir. Sadece küçük bir kısmı bana aittir" mütevazılığı...
Ve son nokta...
TMSF'nin kayyum olarak idare ettiği şirketlerin sahiplik bazında hukuki statüsünün bir an önce açıklığa kavuşturulması zorunluluğu... İlk derece ve bölge adliye mahkemeleri nezdinde TMSF'in, yani milletin lehine sonuçlanan dosyaların, yıl sonundan önce Yargıtay'da da nihai karara bağlanması bu varlıkların geleceği açısından çok ama çok önemli!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA