Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüsle mücadelede Türkiye gerek sağlık alanında gerekse ekonomik hayatın devamlılığı adına müthiş bir çaba sergiliyor. An itibariyle sağlık yatırımlarının önemi ve değeri daha iyi anlaşılıyor. Test sayısının her geçen gün artmasının sağladığı avantajın yanında, toplam test sayısına oranla pozitif vakaların azalma eğilimi göstermesi de bir şans olarak yorumlanıyor. Aynı şekilde, iyileşen hasta sayısı, zorlu eşikte kabul edilen solunum cihazına bağlı hastalardan fazla artıyor. Yani sistem, riskli hasta sayısını kontrol edebildiği gibi sağlık çalışanlarının özverisi ve tedavi yöntemlerinde kazandığı tecrübe sayesinde Kovid19'a yakalanan hastaların şifa bulmasında da umut verici performans gösteriyor.
***
Kovid19 günlerinde, virüsün tespitini sağlayan testler kadar
"samimiyet testleri" de önem kazanıyor. Hatırlanacağı üzere
TOBB Başkanı hafta içinde kamu bankalarının destek programlarının etkin işlemediğine dair sözler sarf etmiş,
banka yöneticileri de -bizlerin benzerini pek de görmediğimiz tarzdausturuplu cevap verme gereği hissetmişlerdi.
Madalyonun bu yüzü kamuoyuna mal olduğu için bir de arka yüzüne bakmak gerektiği kanaatindeyim. Malum, Türk özel sektörünün çatı kuruluşları, işçi, işveren, esnaf, çiftçi örgütleri Kovid19 salgınında alınması kaçınılmaz izolasyon önlemleri nedeni ile devletin ilgi ve katkısını beklediklerini ifade etmişler, Hükümetle diyalog kurmuşlar, hatta açıklanan paketleri bile kendilerine mal edercesine üyelerine mesajlar yollamışlardı.
Bundan da önemlisi şu oldu:
Hazine ve Maliye Bakanı
Berat Albayrak'ın tasarımını bizzat yaptığı, özel
sektör için düşük faizli kredi programı için
sıraya giren bazı meslek örgütleri, konu bankalardaki
kurumsal hesaplarına gelince yüksek
faiz telaşına kapıldılar. Yani, bir yandan
devletten ucuz kredi bekleyeceksin diğer yandan
da üyelerinden topladığın aidatlarla biriken
ve bu zor gülerde onlar için kullanman
gereken kaynakları yüksek faize yatırmak için
kamu bankalarıyla pazarlık yapacaksın!
***
Refahyol Hükümeti dönemini izleyenler bilecektir. Merhum Başbakan
Necmettin Erbakan, o zamanlar
"havuz hesabı" olarak adlandırılan yöntemle kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından başlayarak tüm STK'ların banka hesaplarının tek merkezden koordinasyonunu hedeflemiş, bilhassa hazine iç borçlanma ihaleleri sırasında bu mevduat stokunu bir tür
"otomatik stabilizatör" olarak kullanmayı düşünmüştü.
Bugünkü şartlarda şükür ki devletimiz, en alt gelir grubundan iş insanlarına kadar en geniş yelpazede vatandaşının acil ihtiyaçlarını karşılıyor, elindeki tüm araçları seferber ediyor. Bu seferberlik ruhunun, meslek örgütlerinin kenarda köşede yatan nakit birikimlerinin, bizatihi kendi üyelerinin dertlerine derman olması için harekete geçirilmesi gerekiyor. Mesela TOBB'un bankalarda 500 milyon lirası varsa tüm meslek örgütlerinin toplamda birkaç milyar lirası olduğu öngörülebilir. İşte bu varlıklar, biraz devlet biraz da STK'ların elini taşın altına uzatması ile yeni finansman paketleri için devreye alınabilir.
Özetle...
Kovid19 testinin
"negatif çıkması" ne derece sevindirici ise samimiyet testinin
"pozitif çıkması" da o derece sevindiricidir!
