Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Kalleş saldırı sonrasında net mesaj: Şehitlerimizin kanı yerde kalmaz

Başkan Erdoğan, Rusya lideri Putin’le telefonla görüştü. Erdoğan, “Askerimizin kanı asla yerde kalmayacaktır. Bu ortamda rejimin her unsuru Türkiye için meşru hedeftir” dedi

İdlib'deki insani krizi önlemek ve barışı tesis etmek için mücadele veren Mehmetçiğe Suriye rejimi unsurlarınca yapılan hain saldırı sonrasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti. Erdoğan'ın dün saat 10.15'te Putin ile yaptığı telefon görüşmesinde Suriye rejiminin 33 Mehmetçiği şehit ettiği alçak saldırı ele alındı. Görüşmede iki liderin en kısa zamanda yüz yüze görüşmesi noktasında karar alındı. Erdoğan, görüşme sırasında rejimin saldırıları sonucu sayıları milyonu aşan insanın sınırımızda yığıldığını hatırlatarak Putin'e şu 4 kritik mesajı verdi:
İdlib'de, Türkiye için ortaya çıkan milli güvenlik sorununa bir de askerimizin kanı eklendi. Askerimizin kanı asla yerde kalmayacaktır.
Doğrudan ülkemize saldırıldığı bir ortamda rejimin her unsuru Türkiye için meşru hedeftir.
Bu tür saldırılar Türkiye'yi İdlib konusundaki yaklaşımından geri çevirmediği gibi daha da kararlı hale getirecektir.
Soçi Mutabakatının gereği yerine getirilmeli, rejimin saldırganlığı önlenmelidir.

LİDERLERLE TELEFON TRAFİĞİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin'in yanı sıra Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Almanya Şansölyesi Merkel, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Bulgaristan Başbakanı Borisov ve ABD Başkanı Trump'la da telefon diplomasisi yürüttü. Trump ile görüşmelerinde şimdiye kadar Suriye'nin toprak bütünlüğü, siyasi çözüm, İdlib'de insani krizin aşılması için somut adımlar atılmasını dile getiren Erdoğan, bu kez "Söylem değil, somut destek beklentisini" ifade etti.



TÜRKİYE'NİN YOL HARİTASI
İletişim Başkanı Fahrettin Altun ise dün gündemle ilgili medyayı bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi. Altun, Erdoğan-Putin görüşmesine ilişkin önemli başlıkları ve Türkiye'nin izleyeceği yol haritasının satırbaşlarını paylaştı. "İdlib meselesi milli güvenlik meselesi, aynı zamanda insani boyutuyla da ciddi bir meseledir" diyen Altun, 10 Şubat'tan bu yana 2 bin 38 rejim askerinin etkisiz hale getirildiğini, 78 tank, 29 zırhlı araç, 53 top/obüs, 27 askeri araç ve 9 mühimmat deposunun imha edildiğini bildirdi. Altun İdlib'de kalıcı ateşkes sağlanmasını ve uçuşa yasak bölge ilan edilmesi gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın; MHP, İYİ Parti, SP, DP, BBP, DSP, HüdaPar, ANAP genel başkanları ile görüştüğünü anlatan Altun, isim vermeden CHP'yi işaret ederek "Namlusunu Türkiye'ye çevirenlerle, Esad rejimi ile temasa geçmeyi tavsiye eden aktörleri milletimizin vicdanına havale ediyoruz" dedi.

ETNİK TEMİZLİĞE GEÇİT YOK
Halihazırda 4 milyona yakın mülteciyi barındıran Türkiye'nin 1 milyon Suriyeli'nin daha ülkeye girmesine izin verecek kapasitesi ve kaynağı olmadığını kaydeden Altun, rejimin bölgede etnik temizlik ve demografik mühendislik yapmakta olduğuna dikkati çekti. Coğrafi konumu, göç dalgası riski ve terör süreçlerini tetikleme ihtimali nedeniyle İdlib'in kritik konumuna değinen Altun, "Türkiye, mültecileri hiçbir zaman silah olarak kullanmamıştır. Suriye, başta Avrupa olmak üzere tüm bölgenin ve dünyanın meselesidir. Terörle mücadele ve Suriyeli mültecilerin ağır yükünün üstlenilmesi noktasında her aktör üzerine düşeni yerine getirmek durumundadır" şeklinde konuştu.
"TSK'nın Suriye sahasında icra ettiği tüm faaliyetler, TBMM'nin silahlı kuvvetlere verdiği yetki temelinde gerçekleşmektedir" diyen Altun, şöyle devam etti: "Bu yetkinin kullanımında Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği kritik husustur. Suriye'deki adımları, sadece Cumhurbaşkanımızın şahsi tasarrufu saymak, cumhuriyetimizin kurucu gazi Meclis'in tasarruflarını yok saymak anlamına gelir. Bu aşamada yeni bir tezkereye ihtiyaç olmadığı kanaatindeyiz."

BATI MEDYASINDAKİ ÇARPITMA
Batı medyasında Türkiye'nin Rusya ile "yakınlaşması" sonucu bu muameleyi hak ettiği algısı yaratılmasına tepki gösteren Altun, "Esas olan devletimizin ve milletimizin çıkarlarıdır. Türkiye tüm aktörlerle eşit mesafede göz hizasında çıkarları temelinde ilişki kurmaktadır. NATO'nun ikinci büyük ortağıdır, AB üyeliğini stratejik hedef görmektedir. NATO'nun ilgili maddesi de Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı saldırı dolayısıyla Türkiye'ye desteği mecbur kılmaktadır" ifadelerini kullandı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA