İdlib (Suriye), Libya ve Doğu Akdeniz'deki gerilim, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu büyük sınamanın sadece dışarıda değil içeride de devam ettiğini tüm açıklığı ile gözler önüne seriyor. CHP'deki duruşun hükümet eleştirisinin ötesine geçerek, Türkiye karşıtlarıyla benzer çizgide buluşması bir sır değil.
Ama bizlerin bir o kadar dikkat etmemizi gerektiren husus, AK Parti'ye ve devlete hakim dinamiklerin iktidar alanında sergilediği tutumda da düğümleniyor.
Burada hassasiyet gösterilmesi gereken noktaların başında, siyasi enerjiyi içeride tükettirecek tarzdaki kişi, olay veya iddialarla dışarıdaki stratejik gelişmelerin gölgelenmesi riski geliyor. Cumhurbaşkanı, MGK bildirileri ile tescillendiği gibi milli beka adına hayati kararlar alırken, daha çok bireysel çerçevede ya da daha alt düzeyde kalması gereken pek çok konu, büyüteç altında Ankara'ya yansıtılıyor. Bilerek veya bilmeyerek odaklanma sorununa yol açan bu tip aktörleri farklı yönden de değerlendirmek gerekiyor.
Sistemik kripto unsurlar, kamusal her işlemde zihin bulandırmaya, hedef saptırmaya ve maalesef kendilerini gizlemeye devam ediyorlar.
10 yanlışın içine sıkıştırılmış 1 doğru ile hareket eden bu mikser unsurlara karşı duyarlılığın elden bırakılmaması da önem taşıyor.
Klasik muhalif unsurların bilinen bilgi kirliliği faaliyetleri, öyle görünüyor ki maskeli veya ikiyüzlü kimi bürokrat-teknokrat kadrolardan da besleniyor. Kariyer tatminsizliği, ikbal beklentisinde hayal kırıklığı, karakter deformasyonu gibi nedenlerle muhtelif kanallara manipülatif belge, bilgi sızdırıldığı anlaşılıyor.
Siyasi kanatta ise dava arkadaşlığı ruhunu örseleyen planlama ve programlama çabasına dair söylemlerin boyutu, dedikodu sınırlarını aşarak kendi kendini doğrulayan kehanete dönüşüyor. En azından, bir kitlede taraftar bulabiliyor.
FETÖ'cüler, Ergenekon zihniyetindekiler ve PKK'lılar ertelenmiş kirli hesapları için zaman ve zemin kollarken, siyasi sistemdeki bağışıklığın zayıf taraflarından istifade etmeye çalışıyor.
Demem o ki...
Bilhassa görevdeki bakanlar ve ekipleri ile AK Parti ikliminde siyasi varlık bulan tüm isimler, konuşmak yerine biraz durup düşünmeye ağırlık vermeli.
Zira gün...
Cumhurbaşkanı'nın yükünü alma, hangi merkezden gelirse gelsin siyasi salvolara karşı tutarlı argüman üretme, dünü okuma, yarına bakma ve dayanışmayı pekiştirme günü.
Şayet...
Saflar sıklaştırılmaz, omuzlar birbirine değmez, bunun yerine dirsekler çalışırsa vebali büyük olur.