ZAVALLI, BİLGİSİ YOK: Görüldüğü gibi bu CHP, siyaset değil yalan üretiyor. Çözüm değil, sorun üretiyor. Bay Kemal CHP'yi yalan üretme merkezi haline getirdi. Şu anda kendi kumpasları çok açık ve net ortada. Bir gün söylediğini ertesi gün inkar ediyor. Önce "Niye olmasın?" diyor. Sonra böyle "bir şeyin olmadığını, olabileceğini" söylemek gibi garip yaklaşımları var. Zavallı, Külliye'ye giren her aracın künyesinin tutulduğundan bilgisi yok. Bunların hepsi ortaya konunca da savunacak hali kalmadı.
ENERJİMİZİ İÇ ÇEKİŞMEYE HARCAMAYALIM: Katar, 15 Temmuz darbe girişimi ve ülkemize yönelik diğer saldırılarda her zaman yanımızda yer aldı. Biz de zor günlerinde Katar'ın yanında yer aldık. Ablukaya karşı tavrımızı açıkça ortaya koyduk. Katar bu süreçten de güçlenerek çıktı. Ablukayı uygulayanlar ise şu anda başarısız oldu. Bana göre artık bu ablukanın sona ermesi ve Körfez bölgesinde yeni bir barış, istikrar ve işbirliği döneminin başlaması şart. Düşmanlığın kimseye bir faydası olmaz. Enerjimizi iç çekişmelerle tüketmemeliyiz. Katar'da şu an itibarıyla 500 civarında Türk firması var. Enerji, yatırım, ticaret, savunma sanayii ve diğer alanlarda ilişkilerimizi güçlendirmek için çalışmalarımız devam edecek.
S-400 ÇALIŞMASININ SONUCUNU GÖRELİM: Nisan ayına kadar Savunma ve Dışişleri Bakanlarımız bir araya gelerek çalışmayı yürütecek. Bu, NATO ile alakalı bir durumdur. Kullanıp kullanmama söz konusu değil. NATO kuralları içerisinde atılması gereken adımlar var. Bu çalışma kararı ABD'deki toplantımızın en verimli yanı olmuştur. Sayın Trump da orada "Siz çalışmaya başlayın, bu çalışmanın neticesini görelim" mesajı vermiştir.
KATAR GÜVENLİ BÖLGE PROJESİ İÇİN BİRLİKTE ÇALIŞABİLİRİZ NOKTASINDA: 3-4 Aralık'ta NATO Zirvesi'nde güvenli bölgedeki altyapı yatırımları için uluslararası bağış konusu gündeme getireceğiz. Sayın Trump'a, Sayın Putin'e ve Sayın Katar Emiri Temim'e bu konuları açtım. Katar NATO ülkesi değil ama bu konularda hassas bir ülke. Sayın Temim projelerimizi beğendi. Bu konutları yaparsak dünyaya örnek teşkil edecek. Katar birlikte bu çalışmaları yürütebiliriz noktasında. Tel Abyad ile Resulayn arasında bir adım atabiliriz. Suriyeli sığınmacılar meselesinde bölgeye bir kuruş destek sağlamayan Arap Ligi'nin mensupları utanmadan sıkılmadan Türkiye'ye saldırıyor. Bu da başka bir gerçek.
CHP'NİN BAŞÖRTÜSÜ TAVRI 28 ŞUBAT ZİHNİYETİDİR
BAŞÖRTÜLÜ hanımlara had bildirmeye kalkanlar ortaya çıkmaya başladı. Onlar gözaltına alınabiliyor, parlamentodakiler ise dokunulmazlık zırhına sarılıyor. Dokunulmazlık zırhı olmazsa gidecekleri yer akıl hastaneleri. Önce bu şizofrenik vakaları parlamentodan temizlemek lazım. Hukuk sınırları içinde hesabı sorulmuştur. Özür falan geçiştirme! Yüreğin varsa 'Benim dokunulmazlığımı kaldırın, hukukta mücadelemizi verelim' desin. Eskiden gelme alışkanlıkları var. CHP yöneticilerinin bu tavrı, 28 Şubat zihniyetinden bir milim öteye geçemediğinin işaretidir. Türkiye demokrasisine sahip çıkarak 28 Şubat zihniyetini gömmüştür. Bunların kalıntılarının var olduğunu görmüş olduk. Milletimizin ilk fırsatta bu kafaya hak ettiği dersi vereceğine inanıyoruz.
TEKERLEMEYLE ANLATAYIM: YANDI, BİTTİ, KÜL OLDU...
CHP'li yetkililerin hala bizi suçluyor olması trajikomik. Kılıçdaroğlu'na bu meselede düştükleri durumu, çocuklar için söylenen bir tekerlemeyle izah etmeye çalışalım: Komşu komşu hu hu oğlun geldi mi? Geldi. Ne getirdi? İncik boncuk. Kime kime? Sana bana. Başka kime? Kara kediye. Kara kedi nerde? Ağaca çıktı. Ağaç nerde? Balta kesti. Balta nerde? Suya düştü. Su nerde? İnek içti. İnek nerde? Dağa kaçtı. Dağ nerde? Yandı bitti, kül oldu. 'Külliye'ye gelen CHP'li' iddiasında durum buna döndü. İddiaya konu kişi belli değil, doğrulayan belli değil. En sonunda işi 'yandı bitti kül oldu' ya getirdiler. Dizilerdeki taht oyunlarını gölgede bırakan bir oyun seyrediyoruz.
MUHARREM BEY, SENİN İÇİNİ GAYET İYİ ANLATIYOR
'İSTİHBARAT birimleri CHP'yi karıştırıyor' diyor. İstihbaratın böyle basit işlerle uğraşacak vakti mi var? İstihbarat örgütümüz Barış Pınarı Harekatı ile uğraşıyor. Türkiye'yi dışardan kuşatan o malum çevrelerle uğraşıyor. Bay Kemal buradan kendine çıkış yolları arıyor, "Bizim içimizde kumpas yok" demeye getiriyor. Bay Kemal sen bunu git şu anda Muharrem (İnce) Bey'e anlat. Muharrem Bey senin içini gayet iyi anlatıyor. İstihbaratımıza gerek yok, Muharrem Bey yeter!
SİYASETİ İTİBARSIZLAŞTIRIYORLAR
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar, bu CHP'lilerinki yatsıya kadar bile yanmıyor. Bakın 2023, 2024 seçimlerine ne kadar zaman var? CHP'deki bu kavga neyin kavgası? Acaba kurultay kavgası mı? Zaten Kılıçdaroğlu'nun kendisinden başka aday yoktur. Türk siyasetini ahlaki noktada çok çirkin bir zemine doğru kaydırıyor, itibarsızlaştırıyorlar.
Barış Pınarı Harekatı'na tarih belirlemek yanlış olur. Bizim buradaki mücadelemiz belli bir takvime bağlı değil. Bu mücadeleyi kararlı şekilde sürdürmemiz lazım.
İSTANBUL VE ANKARA TEPKİSİ: MADEM Kİ HORONA GİRDİN, İŞİNİ YAPACAKSIN!
CHP'Lİ İstanbul ve Ankara Belediye başkanları "Bu şartlarda yönetemeyiz" diyor. Kazandıkları birkaç belediye bunların dengesini bozdu, kendilerini yerden yere atmaya başladılar. Niye yönetemiyorsun kazandın ya yönet. Ben buradan Ankara'nın suyundaki kirliliği gideremem. Devletten parayı alıyorsun. Parayı yönetme sanatını ortaya koyman gerekir. Madem ki bu horona girdin, işi yapacaksın. Kredi bulmak senin işin. Aynı şey İstanbul için geçerli. İstanbul susuzluğa doğru yürüyor. Çözeceksin bu sorunu. Madem ki bu horona girdin, işi yapacaksın.