Sanırım, Türk siyasetinde bir kısım muhalefetin genetik şifresinde bu var. Yabancılara, ülkeyi şikayet etmek veya farklı bir senaryo satmak!
Geçen hafta Ankara'da 5 yıldızlı bir otelin özel odasında gerçekleşen gizlenmiş görüşme, Refahyol dönemindeki benzerini çağrıştırdı bana. RP-DYP iktidarı sırasında, dönemin bürokratik ve siyasi muhalif aktörleri de hükümete karşı çıkma adına IMF ile gizlice görüşme planlamışlar, IMF'yi yakından izleyen bendenize yakalanınca paniklemişlerdi.
CHP adına Faik Öztrak, İYİ Parti adına Durmuş Yılmaz'ın katıldığı, akademisyen sıfatı ile Refet Gürkaynak'ın eşlik ettiği IMF heyeti ile özellikli görüşmenin şu yönlerine dikkat etmek gerek:
Her şeyden önce IMF uzmanları için "memur" diyen bir anlayışın, siyasi kimliklerini ihmal ederek IMF memurlarının (!) ayağına gitmemesi gerekirdi. Görüşmenin partiye davet suretiyle olması ve kamuoyuna açık bilgi verilmesi beklenirdi.
IMF ile görüşen muhalefete mensup teknokrat bir milletvekilinin, görüşmenin kapsamı sorulunca, "IMF Raporu yayınlanınca görürsünüz" demesi zaten çok şey anlatmaktadır.
Akademisyen Gürkaynak'ın ise ekonomik programa teknik itiraz ve eleştiriden çok, muhalefet partisi üyesi gibi mutlak siyasi karşı çıkışlarla temayüz etmiş (!) olması da başlı başına bir göstergedir. Kaldı ki çalıştığı üniversiteden bu ve benzeri faaliyetleri için ön izin veya genel yetkilendirme alıp almadığı da üzerinde durulması gereken husustur!