12 Eylül 1980'nin 39. yıldönümünde, o karanlık günleri ve darbeye zemin hazırlayan aktör ve faktörleri yeniden anımsadık. Ancak, hafızamızı tazelememiz gereken bir tarih de 12 Eylül 2010'du. Anayasa reformunun içine truva atı misali sızan FETÖ'cülerin yargı darbesini nasıl kurumsallaştırdığını bugün tüm yönleri ile analiz edebiliyoruz.
HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz'ın dünkü paylaşımı üzerine, "Unutmadık" demek için şu cümlelerini aktarmak istiyorum:
"... Hukukun ayaklar altına alındığı, herkesin sindiği, şeref kavramının paramparça edildiği, zulmün tavan yaptığı, uydurma delillerle hayatların karartıldığı o zamanlar çabuk unutuldu.
... Yargıdaki bu olumsuz tabloyu düzeltmek, güven ve saygı kazandırmak adına kişisel hiçbir şey beklemeden çaba sarf eden bu ülkenin vatansever hukukçuları 2014 yılından itibaren büyük bir gayret içinde oldular.
... Darbe teşebbüsü sırasında en güçlü ve sonuç alıcı direnişi gösterip hukuka, hakka ve devlete sahip çıktılar.
... Yargıda sorunlar hiçbir zaman bitmedi şu anda da sorunlarımız var. Ancak ülkeye yarım yüzyıl çöreklenmiş bir örgütün yargıdan temizlenmesi az bir şey midir? İnanıyorum ki travmanın etkileri azalıp hakim ve savcıların deneyimi arttıkça, bugünkü sorularımızın büyük bir bölümünü geride bırakacağız. Gelecek, adalet için, ülkemiz ve yargısı için daha aydınlık olacak."