Sonbaharla birlikte, ertelenmiş gündemin yoğunluğu bizleri bekliyor.
Bilhassa politik sahada... Siyasi dinamiklerin, ekonomiye dair algı ve güven endeksi ile mutlak bağı yakında bir sınamaya daha tabi tutulacak gibi.
Esasen MHP'de pilot proje olarak denenen siyaseti dizayn planı, İYİ Parti'nin siyasi merkeze oturmak bir yana, patinaj yapması ile sonuçlandı.
Derken, ittifak modelleri üzerinden, görünür işbirliklerinin içine gizlenen hesaplarla İstanbul seçimi ile bir siyasi tatbikat sahneye konuldu. Ve bu ölçekte ilk meyvelerini verdi!
Şimdi, büyük resim AK Parti bünyesine ve tabanına yönelik siyasi mühendislikle çizilmeye çalışılıyor. AK Parti, dışarıdan gelen çok farklı karakterdeki meydan okumalara, milletle bütünleşerek karşı koymayı başardı. Darbe planlamaları, parti kapatma hamleleri, sokak hareketleri, yargı eliyle iktidarı devirme oyunları, bölgesel etnik kalkışmalar, ekonomiye yönelik saldırılar ve 15 Temmuz hain darbe teşebbüsüne kadar denenmedik yöntem kalmadı. Ve bunların hepsinin üstesinden gelindi.
Lakin bu kez AK Parti, içeriden hareketlendirilen oluşumlar nedeniyle oldukça özellikli sınava hazırlanıyor.
Dış tehditlere karşı kenetlenmeyi bilen AK Parti teşkilatının, yolu bir ara parti ile kesişmiş, önemli devlet görevleri üstlenmiş isimler etrafında kurgulanan yapılara ne tepki vereceği oldukça kritik.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, "My Way" olarak tanımlayabileceğimiz "siyasi yolu" sadakat ve dayanışma harcı ile inşa edildi.Erdoğan'ın 17 yılda test edilip onaylanmış kendi doğruları ile gelecek yürüyüşünü sürdüreceğini öngörebiliriz. Bununla birlikte Cumhurbaşkanı'nın güncel şartların gerektirdiği önlemleri alma konusundaki pratikliği ve esnekliği de görünür gelecek için belirleyici olacak.