Yaz sıcağını hepimiz biliyoruz.
Ama son yıllarda "sıcak yazlara" da alıştık. Kritik seçimler, sokak hareketleri, darbe girişimleri, büyük meydan okumalar... Neler yaşadık, nelerle başa çıkmadık ki! 2013 yazındaki Gezi hadisesinden bu yana mücadele ettiğimiz sorunların bir tanesi bile ortalama Avrupa ülkesini yere sermeye yeter, 10-15 sene toparlanmasına izin vermezdi.
Evet...
Türkiye'nin toplumsal, siyasi, ekonomik bağışıklığı sağlam.
Lakin... 2017- 2019 referandum, Cumhurbaşkanlığı seçimi, genel seçim, yerel seçim dizisinin gösterdiği gibi üstesinden geldiğimiz her olay bünyede izler bırakmış ve şimdi bütün bunlar yavaş yavaş dışa vuruyor!
***
Türkiye'nin, 2023 yolculuğunu sürdürmesi hem düne dair hesaplaşmaların ihmal edilmemesini hem de yarına dair yeni başarı öyküleri yazılmasını gerektiriyor.
Zira... AK Parti'nin siyaset yoluyla devlet yönetimine kattığı geniş kitlelerin, bilhassa gençlerin beklenti ve ihtiyaçları değişiyor. AK Parti ile soluklanan, büyüyen Anadolu sermayesi de arayışta olduğuna dair sinyaller veriyor!
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a duyulan özel güven ve sevgi, yeni siyasi sadakat sınamalarıyla da karşı karşıya bırakılıyor.
Tescilli Erdoğan karşıtları ise siyasi çarşının hatta piyasanın karışmasından medet ummayı sürdürüyor.
***
Önümüzdeki dönem, AK Parti'nin içinden ve dışından hareketlenen siyasi unsurların amaç ve hedef birlikteliklerinin rasyonel biçimde etüt edilmesini de zorunlu kılıyor.
Yani...
Soğukkanlı biçimde düşünülmesinde, değişim yönetiminin duygusallıktan arındırılarak gerçekleştirilmesinde sayısız fayda bulunuyor. Bunun önşartı da herkesin
"kendi işini yapmasından" geçiyor.
Siyaset dinamik mecralarda akarken ekonomi ve ulusal güvenliğe ilişkin tedbirlerin süratle alınıp, hayata geçirilmesi eskisinden daha fazla önem kazanıyor. İster iktidarın içinden olsun isterse iktidarın dışından...
Merak uyandıran veya ilgi gören siyasi senaryolar, toplumun hassasiyet noktası ekonomiden neşet ediyor. Karnı tok, başı dik, geleceğinden emin kitleler her türlü oyunu bozacak yegane güçtür.
Özetle...
Gün...
Laf üretenleri iş üretmeye davet etme günüdür...
Yoksa...
Enerji içeride tüketildikçe hem milletten kopuş başlar hem de siyasi yarışta atı alan Üsküdar'ı geçer!