Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, önceki gün Ankara Çubuk'ta şehit Yener Kırıkçı'nın cenazesinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik protesto ve saldırılarla ilgili SABAH'a açıklamalarda bulundu. "Şiddetin hiçbir türü tasvip edilemez" diyen Altun özetle şunları söyledi:
ÜZÜNTÜ DUYDUK: Terör örgütü PKK tarafından şehit düşürülen askerlerimizden Yener Kırıkçı'nın cenazesinde istenmeyen bir olay yaşandı. Haince bir terör saldırısında şehit düşen askerlerimizin acısından ziyade cenaze merasiminde yaşananlar gündem oldu. Elbette yaşanan olaydan üzüntü duyduk. Şiddetin hiçbir türü tasvip edilemez. Biz kimilerinin yaptığı gibi şiddetin önüne "devrimci" sıfatı getirip, şiddeti "devrimci şiddet" diyerek meşrulaştırmayız. Şiddetten medet umamayız.
HALK HAZMEDEMİYOR: Sayın Kılıçdaroğlu'na tepki gösterenlere "bir grup öfkeli marjinal insan", "organize suç şebekesi" muamelesi yapmak doğru değildir. Oradakiler kahraman şehidimize karşı son vazifelerini yerine getirmek için bir araya gelmiş şehit yakınlarıydı. Kardeşleri, evlatları, bugüne kadar 40 bin canımızı kalleşçe almış terörist bir örgüt tarafından şehit edilmişti. Birileri Erdoğan nefretinden dolayı bu teröristlerin siyasi uzantılarını desteklemeyi, onlarla ittifak kurmayı kendilerine yediriyor olabilir ancak halk bu işbirliğini kesinlikle hazmedemiyor.
GÖRMEZDEN GELİYOR: Sayın Kılıçdaroğlu, cenazesine katıldığı askerimizin daha seçim öncesinde "Onlar mı bize saldıracak? Hayır efendim" dediği bir terör örgütünün saldırısıyla şehit olduğunu nasıl görmezden gelebiliyor. Toplumun terör konusundaki hassasiyetini yok sayarak bir siyasal ittifak kurma girişiminin istenmeyen sonuçlar üreteceği aşikardır. Bu rahatsızlığın anlaşılması ve giderilmesi için çalışılması gerekiyor.
TOPLUMA YABANCILAR: Halka unutkan, istedikleri yöne çekebilecekleri bir kitle muamelesi yapanlar, sosyal medyanın dışında gerçek bir dünya olduğunu ve burada manipülasyonların kolay kolay tutmadığını anlamak zorunda. Kardeşlerimizi, evlatlarımızı, babalarımızı şehit vererek bugünlere getirdiğimiz bir mücadeleyi ve bu mücadeleyi kime karşı verdiğimizi unutacağımızı düşünmeleri bu toplumun kodlarına ne kadar yabancı olduklarının bir kanıtıdır. Ortada tarifsiz bir acı vardır. Tarifsiz bir acının yaşandığı böylesi bir atmosferde gerilimin bir parçası olacak davranışlar ne yazık ki bu istenmeyen olaya zemin hazırlamıştır.
AYNI KEFEYE KONULAMAZ: Kılıçdaroğlu'nun şehit yakınlarının tepkisini, daha önce Artvin'de kendisine yapılan PKK saldırısı ile bir tutmasını da kabul etmek mümkün değildir. Kimse teröristlerle şehit yakınlarını aynı kefeye koymaya kalkamaz. Cenazede olan olay maksadını aşan, tasvip etmediğimiz bir tepkidir ama evlatlarını şehit vermiş, ocağına ateş düşmüş, ay yıldız için bedel ödemiş bu ailemizi PKK ile bir tutmak, henüz daha toprağı kurumamış şehidimizin aziz hatırasına hakarettir, ihanettir.
ZEHİRLİ DİL: Birkaç gün önce "Gezi Parkı'na da bahar gelmeye başlamış. Gezi'nin güzel gözlü çocuklarına selam olsun" diyerek açıkça Gezi kalkışmasına gönderme yapan CHP İstanbul İl Başkanı siyasette zehirli bir dil kullanıldığını ileri sürüp, o zehirli dilin sahiplerinin bu olayda pay sahibi olduğundan bahsediyor. Türkiye Cumhuriyeti için "devlet katil değil, seri katil" diye tweet atan, 15 Temmuz işgal girişimine karşı koyan sivil vatandaşlara "İnandığınız Allahınızın da sizin de belanızı versin" diyebilen bir kişi acaba hangi 'zehirli dil'den bahsediyor?
HUZUR İKLİMİ İÇİN: Sayın Cumhurbaşkanımızın iki gün önce "Vakit kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi perçinleme vaktidir" çağrısında bulunduğu bu ortamda bu yaşananlar üzücüdür. Türkiye'nin huzur iklimine zarar verecek nitelikteki sorumsuz davranışlardan, ortak acılarımız üzerinden gerilim üretecek siyasi söylemlerden uzak durulmalıdır.
Millet ikiyüzlülüğü teşhis etti
Cenaze merasiminde yaşanan olay elbette üzücü. Şiddete herkesin mesafe koyması gerekiyor. Ancak kızgınlık yüklü tepkiler şehit yakınlarından geldiğinde ayağa kalkanlar terör örgütünün vahşi cinayetleri ve katliamları karşısında sessizliklerini koruyorlar. Milletimizin bu ikiyüzlülüğü teşhis ettiği kanaatindeyiz.
Şapkasını önüne koyup düşünmeli
Atatürk'ün partisinin genel başkanı Ankara'da bir şehit cenazesinde vatandaşın tepkisiyle karşı karşıya kalıyorsa öncelikle şapkasını önüne alıp muhasebe yapması gerekir. Bu tepkiyi alan bir siyasetçinin, kendi sorumluluğunu düşünmek dururken halka "marjinal bir grup" muamelesi yapması gerçekten hayrete şayan bir durumdur. "Ben neden milletimin gönlünden bu kadar uzak düştüm" diye sormak yerine, halka parmak sallaması üzücüdür. Hiçbirimiz bir siyasetçinin böyle bir duruma düştüğünü görmek istemezdik.
Vatandaşa terörist muamelesi
Protesto hakkı anayasal koruma altındadır. Olay sırasında bu anayasal sınırları aşarak fiilen şiddete başvuranlarla ilgili adli süreç zaten başlatılmıştır. Ancak CHP Genel Başkanı'nı seçim döneminde kullandığı dil ve kurduğu ittifaklar sebebiyle protesto eden vatandaşlarımıza terörist muamelesi yapılmasını asla kabul edemeyiz.