Türkiye; haini bol, hesaplaşması ve üzerine oynanan oyunların bitmediği bir ülke. Maalesef özeleştiriye ve empatiye de gerçek manada açık olmadığımız gibi bu özellikleri "erdem" değil, "zafiyet" olarak gösteren bir atmosferdeyiz.
İçinde bulunduğumuz seçim ortamındaki tartışmalar, bazı partilerin iç bünye sorunları, Ankara ile Anadolu'nun gündemi arasında açılan makas, sorumluluk sahibi herkesi tekrar tekrar düşünmeye zorlamalı.
Bir baksanıza...
Yerel seçimin önemini ve ciddiyetini Cumhurbaşkanı kadar gören ve asılan bir siyasi aktör yok.
Muhalefet deseniz...
Daha projeleri olgunlaşmadı ki, sahaya çıkabilsinler. Kazanmayı "banko!" gördükleri yerler için kendi aralarında tükettikleri enerjiyi, ülkenin ve milletin hassasiyetlerine yoğunlaştıramıyorlar bile.
***
Gelelim asıl konumuza...
Seçimlerin kaderine etki öncelikli gündem maddelerinin,
"ülkenin bekası" ve
"mutfak" olduğu gün gibi görülüyor. Geliri,
asgari ücret ile asgari ücretin bir katı arasındaki yelpazede olan, sandığın yönü belirleme gücüne sahip vatandaş, kısır tartışmalara değil,
"geleceğine" bakıyor. İşte bu yüzden, birilerinin burun kıvırdığı
"tanzim satış" hamlesi gerek dar gelirlinin psikolojisini düzeltme gerekse piyasadaki fiyat katılığını kırmada kritik değer taşıyor. Tabii ki mühim olan tarımdaki yapısal problemlerin çözülmesi ve bugün açılan fırsat penceresinin iyi kullanılmasıdır. Zira...
Enflasyon sepetinde gıda ürünlerinin payı yüzde 20 civarında. Bunların arasında işlenmemiş gıdanın yanı sıra market raflarındaki diğer ürünler de var. Sabit bir gelirle ev geçindirmeye çalışanlar bakımından gıda fiyatlarındaki artışların aile bütçesinde yarattığı baskı, üst gelir gruplarına göre kuşkusuz daha fazla. İşin garibi de dönemsel sorunlara karşı geliştirilen nokta çözümleri de bu tuzu kuru kesimin eleştirmesi!
***
Biliyoruz ki her seçimin net mesajları olur. Ancak bu seçime özgü ittifak eksenleri, partiler bazında net analizler yapılmasını zorlaştıracak.
Hali hazırdaki hava, sandığa gitme eğiliminin son seçimlere göre biraz düşük kalacağı yönünde. Ama yine de son haftayı beklemek gerek. Neden? Çünkü seçmen, 2019-2023 yılı için seçimsiz 4 yılın kredisini açma ile tepkiselliğin maliyeti arasında bir tercih de yapacak. Ekonomide, sandığa yansıyan onlarca faktör içinde bu kez
"sağduyu" kavramı daha çok konuşulacak. Bu duyarlılığı, iktidarı mutlak onama biçiminde görmek eğer eksik kalırsa, bilhassa muhalefetin, millet ferasetinin ne kadar gerisinde kaldığı şekilde okumak da o kadar tamamlayıcı olur!