Tarih, 30 Ekim 2014. Milli Güvenlik Kurulu (MGK), tarihi bir karar aldı.
"Legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten paralel yapılanmalar" ile etkili mücadele kararı idi bu.
Tarih, 29 Nisan 2015. MGK, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tanımlamasını yaptı. "Kırmızı Kitap" olarak da adlandırılan (ki orijinal mavi kapaklıdır) Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne "terör tehdidi" olarak işledi.
O ileri görüşlü hamleden sonra FETÖ, 15 Temmuz 2016'da hain darbe girişiminde bulundu ve Türk milleti, milli mücadele ruhu ile meydanlara çıkarak, darbeyi püskürttü. Taraflı, tarafsız herkesin kabul ettiği üzere Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın liderliği olmasa idi, din kisvesi ve hoşgörü ambalajlı bu kompleks yapı ile topyekûn mücadele edilemezdi.

*** Lakin... FETÖ ile mücadelenin çok yönlü bilançosunun çıkarılması ve sadece bu gündemle özel MGK toplantısı yapılmasının zamanı da geldi. Evet, iki ayda bir toplanan MGK'larda, mutlaka FETÖ dosyası da yer alıyor ve muhtelif sunuşlar gerçekleştiriliyor.
MİT Başkanlığı ve emniyet bilhassa kripto unsurları deşifre etmeye, mahkemeler de darbe gecesi masum insanları katledenler başta olmak üzere FETÖ'cüler hakkındaki yargılamaları neticelendirmeye çabalıyor. Bununla birlikte, tekil operasyonların sonuçlarından ziyade bütüncül bir fotoğrafın çekilmesi, devletin FETÖ ve benzeri yapılardan arındırılması sürecinin güncel sonuçlarının analizi, FETÖ ile mücadelenin sulandırılmasına izin verilmemesi mutlak ihtiyaç haline geldi. *** Bu hususu biraz daha açacak olursak...
Cumhurbaşkanımızın ilk teşhisi ile "Altı ibadet, ortası ticaret, yukarısı ihanet" olan bu yapının adli ve idari yönleri kadar "sosyolojik yönlerini" de masaya yatırmanın tam sırası. Örneğin,
Cezaevlerindeki FETÖ'cüler çözülüyor mu, yoksa yeniden örgütleniyor mu?
FETÖ'den ihraç edilen kamu görevlileri halihazırda nerede, ne yapıyor?
FETÖ bulaşıkları ve aileleri nasıl bir ilişki ağının içinde bulunuyor?
Toplumun büyük ölçüde dışladığı bu kitleler, ileride farklı riskler üretecek şekilde devlete ve millete karşı bileniyor mu?
Veya nedamet getirerek, hayatlarını idame ettirme telaşına mı düştüler?
FETÖ'nün dış ayağı ile içerisi arasında iletişim ve finansman bakımından hâlâ keşfedilmemiş kanallar var mı?
Muhtelif yabancı istihbarat örgütleri, FETÖ'cü ama iyi eğitilmiş, halen devletten uzaklaştırılmış kişilerle temas kuruyor ve/veya belirli isimleri seçerek kullanıyor mu?
FETÖ'cülerin çocukları, eğitimlerini ne şekilde sürdürüyor ve ibret alıyor mu?
Soruları uzatmak mümkün... Bugün için gelecek adına önemli olan FETÖ ile güvenlik boyutlu mücadelenin yanı sıra neşter vurulan FETÖ'cülerin toplum içindeki varlıklarını ve davranış kodlarını da çözmektir.