Kritik karar süreçleri öncesinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ne zaman yurtdışına çıksa, açık ve örtülü karşıt siyasi faaliyetler hız kazanabiliyor. Erdoğan'ın, G 20 Zirvesi kapsamında gerçekleşen Latin Amerika ziyareti sırasında dahi, MHP ile sürdürülen yerel seçimlerde Cumhur İttifakı görüşmeleri hakkında anlık bilgi alması esasen bir tecrübenin yansıması. Erdoğan'ın, seyahat dönüşü Ankara Esenboğa Havalimanı'nda ayağının tozuyla yaptığı, "Bazıları rahat durmaz, durmadan karıştırmanın gayreti içine girer!" uyarısının objektif nedenleri söz konusu... Zira müzakerelerin içinde olmamakla birlikte, ne olup bittiğini öğrenmeye hevesli ve konum olarak yatkın bazı isimlerin, yeniden samimiyet testinden geçmeleri gerektiği bir gerçek. Aynı şekilde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte miadını dolduran, "eski ayları kırpıp, yıldız yaparlar" misali arayışta olan aktörlerin varlığı da bir sır değil.
Yani... Muhalefeti oluşturan bloğun, siyasi rekabette Cumhur İttifakı'nı risk olarak tanımlaması bir yana AK Parti ile yola çıkmış veya yolu kesişmiş kimi isimlerin de kendi gelecek tasavvurunda engel olarak görmesi de manidar!
"İttifakta sorun var", "MHP Meclis Başkanlığı'nı istiyormuş", "MHP, devlette kadrolaşıyor, fazla güç kazanıyor", "MHP, yakında kabineye de girerse, AK Parti'nin siyasi genetiği bozulur" tarzı dedikoduları üreten veya prim veren, ürkek de olsa yeni parti dalgasına kapılan isimlerin, siyaseten abdest tazelemeleri kaçınılmaz!