26 Mart 2018 (Varna) AB-Türkiye Zirvesi'nin sonuçlarını şöyle özetlemek mümkün:
İlişkileri bitkisel hayattan çıkaralım bir süre yoğun bakımda devam etsin!
AB, güvenliği için Türkiye'den vazgeçemez. Ama Türkiye de Avrupa çapasına hâlâ ihtiyaç duyuyor.
AB, Türkiye'yi eleştirdiği temel konu başlıkları ile ilintili "Yargı ve Temel Haklar", "Adalet, Özgürlük ve Güvenlik", Enerji fasıllarını açma cesareti ve samimiyeti gösteremiyor.
AB Komisyonu Başkanı Juncker'in, "Üyelik sürecinin devamının garantörüyüm" demesi, AB'de liderlik sorunu yaşandığı, stratejik körlüğün hâkim olduğu, yabancı düşmanlığının tüm hızıyla sürdüğü gerçeğini değiştirmiyor.
Bu arada, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarına tek başına hâkim olma oyununu bozan Türkiye'nin, AB'ye önerisi de çok açık: Doğalgaz araması ve işletmesi için AB üzerinden ortak şirket kurulup taraflar ticari olarak birlikte hareket edebilir."
Netice... Ankara'nın adil formülüne rağmen de facto (fiili durum) yaratılırsa, Türkiye askeri olanlar da dahil her türlü önlemi almaktan çekinmeyecek.