Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bizzat ilgileniyor, yakından takip ediyor...
Başkentte "Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi" kuruluyor. Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın yüzde 65, Ankara Sanayi Odası'nın yüzde 20, Ankara Valiliği'nin yüzde 10, Savunma Sanayicileri Derneği'nin yüzde 5 ile Türkiye'nin gururu Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ-TAI'nin önündeki 700 dönümlük arazide yakında temel atılacak. İhale süreci tamamlanmak üzere. Yeter ki "pişmiş aşa su katılmasın!" Yani, Türk tipi "paçadan çekme" stili ve "fırsatçılıkla" milli bir proje sekteye uğramasın.
Bu uyarıyı paylaşmamın nedeni çok açık...
Uzay ve Havacılık OSB'de, klasik savunma firmaları bulunmayacak. İsmi üstünde, doğrudan uzay ve havacılık sanayisine çalışan veya destek olacak şirketlere yer açılacak. OSB'de, Gazi Üniversitesi ile birlikte bir de "Teknokent" hayata geçirilecek. AR-GE çalışmalarının yanında sanayici için çözüm ortaklıkları sürdürülebilirlik kazanacak.
Yatırımcı kuruluşlar teşvik paketinden de yararlandırılacak. Hatta havacılık alanında uzmanlaşmış, küresel çapta iş yapan şirketler, OSB'de faaliyete geçen yeni firmalara "sipariş garantisi" de sunacak. Bir başka ifade ile havacılık ve uzay gibi meşakkatli bir alana giren gruplar, "mal alım teminatı" sayesinde önlerini görebilecek.
Bir dönem Türk Ordusunu yönetenler, senelerce iç tehdit ilan ettikleri kendi öz evlatları ile uğraşmaktan, gerçek tehditlere, bilhassa dış risklerin bertaraf edilmesine yeterince odaklanamadılar. Gün, milli birliğin doruğa çıktığı bu tarihi ortamda, sivil-asker uyumu ile geçmişin telafisi, geleceğin kazanılması günüdür.
Not: Bu yazımı, sıcak gündeme ayırdım. Lakin faiz politikaları, bankaların tutumu, yatırım ortamı, dış şok tezgâhına karşı alınan önlemleri ihmal etmiş değilim. İlerleyen günlerde değineceğimi özellikle belirtmek isterim.