Bir süredir haber merkezindeki arkadaşlarla FETÖ ve darbe davaları ile ilgili süreci analiz ediyoruz. İlk tespitlerimize göre 18'i, 15 Temmuz gecesindeki üniformalı teröristlerle bağlantılı olmak üzere 24 davayı yakından takip ediyoruz. Bunların 6'sı 15 Temmuz darbe girişiminden önce başlamış FETÖ davaları. Ankara özelinde bakıldığında, "Genelkurmay Çatı, Akıncı Üssü ve Şehit Ömer Halisdemir Davası" gerek darbenin aktörleri gerekse darbenin önlenmesindeki kritik rolü nedeni ile en fazla öne çıkanlar.
Esasen, darbe davaları başlangıçta kamuoyunda umulan alakayı görmedi. Şehit aileleri ve gazilerin acıları taze idi. Onlar bir dakika bile olsun yargılama sürecinden kopmadılar. Medya ve müdahil taraflar da ilk günlerde salondaki yerlerini aldılar. Zamanla sayıları azaldı. Ne zaman Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan duyarlılığını güçlü şekilde hissettirdi, ne zaman Sabah gazetesi ve aHaber duruşmalara odaklanıp yakından izlenmesi gerektiğini belirtti, işte o andan itibaren tablo değişti. Bilhassa AK Parti yönetiminin ve belediyelerin desteği ile salonlara vatandaşlar aktı. Böylece darbecilerin yargının yanı sıra milletle de yüzleşme dönemi başladı.
Derken, FETÖ'nün lider komuta kadrosunun yalan ve inkârları şekillenen savunmaları da tamamlandı. Alt rütbeli personele geldikçe duruşmalara ilgi yine azaldı. Buna istisnalar dışında medya da dahildi.