Yaz aylarının son günleri yaklaşırken Ankara'da sonbahara ilişkin hazırlıklar da hız kazanıyor. Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Hükümetin önceliği "ekonomi" olacak. Yapısal reformları önceleyen orta vadede netice verecek ince ayar içerikli bir model karşımıza çıkacak. Topluma moral aşılamayı esas alan, 2019'daki üç seçimi de gözeten, makro dengeleri sağlamlaştırmayı önemseyen ve oldukça hassas uygulama gerektiren bir politika seti söz konusu.
Tabii bu vesile ile tekrar hatırlatmamız gereken kritik gündem maddesi "enflasyondaki ve faizdeki katılık!" Öteden beri savunduğumuz hususlar, piyasada detaylı araştırma yapıldıkça karşımıza çıkıyor. Enflasyonu, haliyle faizi etkileyen öylesine ilginç oyunlar oynanıyor ki... Ankara bürokrasisinin bir kısmı bu alana yeni yeni hâkim oluyor. Hep söyledik. Biberin fiyatı mevsimsel olarak şu kadar arttı diye, Merkez Bankası'na faiz dayatılması kadar büyük yanlış olamaz. Koskoca ekonominin, tarım fiyatlarındaki spekülasyonla esir alınması kabul edilemez. Kuşkusuz, bu anlatımda biraz abartı, basitleştirme de söz konusu. Lakin günün sonunda, onca karmaşık faktörün arasında işin gelip dayandığı noktalar da bunlar oldu. Risk primleri, siyasi algı, piyasa stresi, dış gelişmeler derken iç piyasada belirli alanlardaki fiyat hareketlerinin gerçek nedenleri, bu hareketi tetikleyen tekel grupları, organize perakende aktörleri çoğunlukla ihmal edildi.
***
Merkez Bankası, bilinen fonksiyonunun ötesinde yani klasik ve teorik uzman araştırmalarının yanında, bizzat reel piyasayla temasa geçince birbirinden çarpıcı olaylarla karşılaştı. Neler yok ki? Örneğin, Türkiye'de işlenmemiş gıda ürünlerinin tedarik, dağıtım ve fiyatlama zinciri 4-5 firmanın elinde. Makro ve mikro düzeyde tekeller, bölge paylaşımları, anlaşmalı fiyat oluşumları başlı başına bir mesele.
Peki ya bazı hipermarketlere ne demeli? Özellikle alışverişin en yoğun olduğu hafta sonu günlerine özgü fiyat şişirmeleri, insafsızlık değil mi? Aynı ürünün fiyatının hafta içi ve hafta sonu farklılaştırılması nasıl bir mühendislik ürünü? Veya fabrikalar süt ve süt ürünlerinin tüm satış noktalarında makul tek fiyattan satılmasını isterken bazı marka marketlerin, "
Fiyatı paketin üstüne yazarsanız ürününüzü almayız! Biz, kendi fiyatımızı kendimiz belirleriz!" deyip, sebepsiz fiyat artırmaları serbest piyasa düzeni ile ne kadar izah edilebilir?
***
Önümüzdeki dönemde, devletin devlet olma vasfını tanımlayan, "
düzenleyici ve denetleyici" yönü daha fazla ön plana çıkacak. Ancak, piyasa tehdit edilmeyecek, piyasa ile inatlaşılmayacak. "
Kadife eldiven içinde demir yumruk"
misali devlet, "
Neyin ne olduğunu biliyor ve yakından izliyorum. Piyasada hâkim durumun kötüye kullanılmasına, faiz ve enflasyonda katılık oluşturulmasına, kredi musluklarının kısılmasına, paranın yönünün değiştirilmesine kayıtsız kalmayacağım"
mesajı verecek. Ankara ile görüşmelerde siyasi ve teknik düzeydeki buluşmalarda, sektör bazında hem çözüm ortağı hem de özel kurgu içinde olanlara karşı yasal sınırlar içinde yetkisini tavizsiz kullanan bir devlet gözlenecek.