Yüksek Askeri Şûra'nın (YAŞ) dün tamamlanan toplantısını, "usul" ve "içerik" yönleri ile değerlendirmek mümkün. Şûra sonuçlarını analiz etmeden önce temel mesajlarına bakmakta fayda var. Şûra bize, şu üç önceliği teyit ediyor:
1- Terörle mücadelede kararlılık.
2- FETÖ ile mücadelede devamlılık.
3- Ordunun sivil denetiminde tutarlılık.
***
2017 yılı YAŞ toplantısının
"usule" ilişkin yönleri şöyle:
1- Sivil otoritenin, Şûralardaki ağırlığı gerek sayısal gerekse ilkesel anlamda tescillendi.
2- Ordunun Başkomutanı olarak Cumhurbaşkanı'nın bilgi, yetki ve deneyimi kararlara damga vurdu.
3- Genelkurmay'da toplanan Şûra formatı yerine, Çankaya Köşkü'nde Başbakan'ın başkanlığında toplanan Şûralar olağan hale geldi.
4- Şûra'da, Başbakan'ın yanında oturan ve eşit ağırlıklı görüntü veren Genelkurmay başkanları dönemi kalıcı olarak kapandı. Şûra'ya Başbakan başkanlık ederken, 2019 sonrasında Cumhurbaşkanı'nın başkanlığındaki Şûralar dönemi başlayacak.
5- Siyasi otorite,
"tabldot" diye tanımlanan ve önüne gelen listeden komutan atamasını öngören rolü tarihte bırakarak, atamalarda
"alakart" olarak nitelendirilen nihai seçici konumuna yükseldi.
***
Şûra'nın içerik kısmına gelince...
1- 15 Temmuz hain darbe girişiminin
TSK'da yarattığı tahribatın onarımı öncelikle gözetildi. Orduda tek tip asker modeline geçit verilmeyecek önlemler alındı.
2- Silahlı Kuvvetler'deki zihniyet dönüşümü adına önemli adımlar atıldı. Bilhassa ordunun sivil denetimi ve anayasal çerçevede siyasi otoriteye bağlılık esasları pekiştirildi.
3- Yıpranmış veya soru işaretli komutanların, makul sınırlar içinde ordudan ayrılması, istikbal vaat eden komutanlara terfi yolunun açılması sağlandı.
4- TSK'nın bilhassa orta kademe subaylarına ilişkin devam eden risklerin en aza indirilmesine çalışıldı.
5- Ordunun, vatanın ve milletin bütünlüğü öncelikleri gözetildi. Geleceğin Genelkurmay başkanlarının çizgisi netleştirildi. Bu çizginin temsilcisi komutanın pozisyonu iç ve dış aktörlere karşı sağlamlaştırıldı.
***
Bu vesile ile bir hususu daha belirtmeden geçemeyeceğim.
Ordumuz, milli bir ordu. Yani milletin bağrından çıkan müstesna bir kurum. Ordunun morali aynı zamanda milletin de morali. Çoklu terörle mücadele veren, beka sorunlarını bertaraf eden ordumuza hassasiyet gösterdiğimiz bir gerçek. Ama aynı hassasiyeti ordu içinde yuvalanmış, milletine karşı ihanet içine girebilen tüm isimlerin ayıklanması noktasında da gösteriyoruz.
Milli Savunma Bakanlığı değerlendirmeleri açığa çıkarıyor ki ordunun çekirdeğini oluşturan kurmay kadroları, FETÖ projeleri ile hedef alınmış. 2000- 2010 arasında kurmaylık sınavını kazananların yüzde 40'tan başlayıp yüzde 70'lere kadar çıkan oranlarda, 2010 sonrası ise yüzde 90'ları bulan yoğunlukta
"kuşku altında" olduğu ifade edilmekte. Bu soru işaretlerini kaldırmak, ordunun kamburlarından kurtulmasını başarmak yeni komutanların asli görevleri arasında olacak.