Bir süredir son Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonuç bildirisinin satır aralarını analiz ediyorum. Bu çerçevede, ABD'nin Rakka operasyonu bitmeden, Türkiye'nin PKK terörünü marjinal noktaya indirmesinin gerekliliğini yazıyorum. PKK'nın Suriye kolu PYD'yi, Suriye Demokratik Güçleri adı altında organize eden CIA'in, sahadaki varlığı yavaş yavaş azalırken Pentagon politikalarının ağırlığının artacağı bir gerçek. Bu da demek oluyor ki terör örgütü DEAŞ'ın başkenti sayılan Rakka ve duruma göre yakınlardaki Deyr ez Zor temizlense bile, yakın coğrafyamızda Türkiye'yi doğrudan ilgilendiren tehlikeler azalmayacak. Aksine, tırmanışa geçecek.
Nitekim MGK'nın ortaya koyduğu tehdit değerlendirmesine göre, DEAŞ'a yönelik harekâtın sonuçlanmasını takiben bu örgüte mensup teröristlerden sağ kalanları Türkiye sınırına yönelebilir. Türkiye'yi hedef alabilir. Aynı şekilde, Suriye'de DEAŞ'a karşı konuşlanan ve Batı bloku nezdinde meşruiyet kazanmaya çalışan PKK-YPG de Rakka sonrası, Türkiye'ye terörist kaydırabilir. Bir başka ifade ile ABD'nin kendi çıkarları için kurguladığı Rakka senaryosu, DEAŞ ve PKK terörü olarak Türkiye'de karşılık bulabilir.
İşte bu nedenle... Türkiye, ne yapıp edip kendi göbeğini kendisi kesmek ve terörle mücadeleyi kesintisiz sürdürmek zorunda.