"Avrupa'daki temaslarımızda, OHAL sıkça gündeme getiriliyor. Bundan sanıldığı gibi rahatsız değiliz. Konuşmamız, anlatmamız lazım. Zira Türkiye demokrasisi ve hukuk devleti terör örgütlerinin tehdidi altında. Örneğin, Fransa'nın Irak ve Suriye ile 1.295 km sınırı olsa, Fransız Parlamentosu bombalansa, Eyfel Kulesi'nin etrafını tanklar çevirse, halka ateş açılsa, Fransa Cumhurbaşkanı ve Başbakanını öldürmek için özel timler gönderilse... 15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişimi üzerine Türkiye'nin aldığı tedbirler, benzeri durumda Fransız siyaseti bakımından Fransa için yetersiz bulunurdu!"
***
AB Bakanı Ömer Çelik'le Paris'teyiz. Avrupa'nın kafası karışık. Bu yıl Fransa, Almanya ve Hollanda'da seçimler olacak. Yabancı düşmanlığı Avrupa'yı adeta esir almış. Bakan Çelik'in Fransız muhataplarına da dediği gibi... "Avrupa merkez siyasetinin yetersiz kaldığı aşırı sağın arkasında sadece Türkiye karşıtlığı değil İslamofobik, antisemitik, Eurofobik unsurlar da saklanıyor ve bunlar kamuoylarını zehirliyor. Biz
Türkiye olarak insanların ülkeleri, dinleri, kimlikleri nedeni ile dışlanmasına karşıyız. Maalesef bugünkü Avrupa liderliğinin Başkan Trump'ın imzaladığı kararnameyi eleştirmeye hakkı yok. Çünkü onlar bu
kararı fiilen uyguluyorlar. Ölümden kaçan ve
yeni hayat kurma arayışındaki insanlara karşı tel
örgüler çekiyor, askerlerini sınırlara yığıyorlar."
***
Evet... Dünyanın manyetik kutbu yer değişiyor. Küresel ve bölgesel meydan okumaların arttığı bu dönemde tehditlere karşı koymak ve değişen dengelere uyum sağlamak için Türkiye'nin anayasa reformunu tamamlaması da büyük önem taşıyor. Nitekim AB Bakanı Çelik de bu noktada şunları söyledi:
"2017, enteresan bir yıl olacak. ABD'den küreselleşmeye karşı beyanlar yükselirken Çin'den, serbestleşme yanlısı açıklamalar geliyor. Bu 50 yıldır duyulmamış bir şey...
Böyle bir ortamda Türkiye'nin, sistem krizini aşmış siyasete, konsolide olmuş devlet yönetimine ihtiyacı var. Milletimizin vereceği kararın, sistemi güçlendirecek şekilde 'Evet
'le neticelenmesini bekliyoruz."
***
Çelik, Paris'te oldukça iddialı bir açıklamada da bulundu: "
Türkiye, tüm fasılları açmaya ve 6 ay içinde kapatmaya hazırdır. Fasıl açmak için kriter yok ki. O fasılları açacaksınız ve bu sayede oradaki kriterler sağlanacak. Örneğin, yargı ve temel haklarla ilgili eleştiriler varsa, açarsınız fasılları, oturur konuşuruz."
Çelik, sonra şu uyarıyı yaptı: "(Fransa Cumhurbaşkanı adayı, aşırı sağcı)
Le Pen'in Avrupası'nda olmayı biz de istemeyiz. Le Pen, Fransa'yı Fransa kılan değerlere tehdittir. Bu durumda Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğinden ziyade, AB öncelikle refah, barış ve güvenliğini nasıl koruyacağını düşünmek zorundadır!"
***
Ve son nokta... Türkiye ve Türkiye Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan'ın temsil ettiği değerlerle, Avrupa ve dünya barışını koruma, geniş kitlelere ilham kaynağa olma özelliği... Bakan Çelik, bu hususu da şu çarpıcı cümlelerle özetledi: "65 ülke DEAŞ'a karşı koalisyon kurdu, başarı elde edemedi. 15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişiminin sarsıntısına rağmen ne zaman ki Türk Ordusu Suriye topraklarında bir derinlik sağladı, işte o andan itibaren Avrupa ve NATO sınırları DEAŞ'tan temizlendi.
Bugün İslam dünyasında DEAŞ terörüne karşı en güçlü ses Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan'dan çıkıyor. AB'nin Türkiye'ye vereceği mesaj, DEAŞ'ın Ortadoğu'daki gençleri yanına çekmemesi için de önemlidir. Türkiye, gümrük birliğine girdiği dönemde AB'ye de tam üye olsaydı, Avrupa bugün karşılaştığı sorunların pek çoğunu yaşamayacaktı!"