Ankara Valisi Sn. Ercan Topaca'yı ziyarete gittiğimde konu, "kitaptan" açıldı. Sn. Vali, Amin Maalouf'un, "Arapların Gözünden Haçlı Seferleri" eserini tavsiye etti. Maalouf'un pek çok kitabını okumuştum ama yazdığı bu ilk kitabı değil. Doğrusu, yıllar önce elime almış olsaydım, şimdiki kadar etkilenmezdim. Ama... 1000'li yıllardan, 2000'li yılların Anadolu'suna, Türkiye'sine öylesine denk düşen bölümleri var ki... Yaşadığımız yıl biterken, geleceğe dair kaygı ve ümitler bir arada yaşanırken yazmadan geçemedim.
***
Kuşkusuz... Kişisel ilgi alanlarına göre, herkesin farklı etkilenme konuları olabilir. Lakin Maalouf'un kitabından da anlaşıldığı gibi Türkler ve Anadolu coğrafyası "
temel direk!" Anadolu ekseni ise küresel dengelerin ağırlık merkezi. Eğer, Türkiye'den itibaren siyasal ve sosyolojik kırılma başlarsa ne Ortadoğu ne de dünya istikrar bulabilir.
***
Kitabın en dikkate değer anlatımlardan biri... 1090'da
Hasan es Sabbah'ın
kurduğu, yazar tarafından "
tüm zamanların en ürkütücü tarikatı" olarak tanımlanan
"
Haşhaşinler!"
Maalouf'un "
Dinsel- siyasal örgüt"
olarak belirttiği bu karanlık yapı, "
İntihar eylemleri düzenleyen, öldürülmeyi kabullenen fedaileri!" ile dehşet saçıyor...
Maalouf, "
Cinayet anında elleri titremesin, gözleri kararmasın diye keyif verici bir madde mi içiriyordu? Yoksa onların (fedailerin) körü körüne iman etmesine mi güveniyordu? Yanıtı ne olursa olsun bu varsayımların akla gelmesi bile Sabbah'ın ne denli örgütçü olduğunun kanıtıdır!" diyor.
Ve... Sabbah'ın gölge adamlarının hançeri 1092'de Türk devletinin bağrına saplanıyor...
Maalouf, "
Türk savaşçıların fethettikleri toprakları bir devlete dönüştüren vezir Nizamülmülk'ün katlini" anlatırken dönemin
tarihçilerinden şöyle naklediyor:
"
Nizamülmülk öldürülünce devlet parçalandı! Selçuklu İmparatorluğu bir daha asla birliğine kavuşamadı. Ondan sonra kilometre taşları artık fetihlerden değil, veraset kavgalarından oluşacaktır..."
***
15 Temmuz 2016 gecesine ve o gece kurulan tuzak bozulmasa idi başımıza geleceklere ne kadar da benziyor değil mi? Allah'tan köklü bir milletin evlatlarıyız.
İşte bu yüzden... Tarihin bu döneminin tanıkları ve tarih yapıcıların izleyicileri olarak bizim kuşak çok uyanık olmak zorunda! Devletin birliğinin bugünkü temsilcisini hedef haline getirenler ya tarihten ibret almıyor ya da tarihin sayfaları arasında kaybolup gitmeye mahkûm olduklarını unutuyor!