Washington’dan Notlar...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyareti beklendiği gibi hareketli ve çok yönlü geçti. Siyasi, askeri ve istihbari konularda "yeni durum" sayılabilecek ilerlemelerin kaydedildiği görüşmelerin yanı sıra iki önemli çaba daha sergilendi...
1- Düşünce kuruluşları ve kanaat önderleri ile düzenlenen toplantılarda Türkiye hakkında yerleşen önyargıların kırılması.
2- Türkiye ekonomisine ve yapısal reform programına küresel desteğin artırılması.
***
Öncelikle belirtelim ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD Başkanı
Obama, Başkan Yardımcısı
Biden, Dışişleri Bakanı
Kerry ve Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı
Susan Rice ile görüşmeleri, iç ve dış kamuoyuna başlı başına mesajdı. Türkiye ve Erdoğan üzerine yazılan senaryoları açığa düşürecek kadar özellikli konuşmalar yapıldı. Kuşkusuz ABD tarafı kimi konularda eleştireldi. Ama terörle mücadele ve mülteci krizinin yönetimi noktasında Ankara'ya desteğini sürdürme kararlılığını paylaşmaktan kaçınmadı.
***
Şimdi denilebilir ki "
Türk- ABD ilişkileri, PYD- YPG gölgesinde iken nasıl olacak da terörle mücadelede mesafe alınacak?"
Bu konunun özellikle Başkan Yardımcısı
Biden ile gerçekleşen görüşmede kazandığı
çerçeve, ilerisi için belirleyici rol oynamaya
aday. ABD savaş uçaklarının bombardımanı
ile kuzey Suriye'de ilerleyişini sürdüren YPG
güçleri, "
Akdeniz'e açılan Kürt koridoru"
oluşturma planından geri durmuyor. Bilhassa
Münbiç'teki YPG kuşatması, Türkiye'nin "
kırmızı çizgisi" olan Fırat'ın batısını da zorluyor."
İşte bu nedenle Biden'ın, "
Türkiye'nin hassasiyetlerini gözeten, ABD'nin alandaki pozisyonunu koruyan bir formül bulalım"
sözlerini not etmek gerek. Biden'ın, Türk
ve ABD'li askeri yetkililerin bir araya gelmesini
önermesi yeni bir gelişme. Yakında Ankara'da
Türk Genelkurmayı ile Pentagon heyeti arasında
"Mare Hattı'nın DEAŞ'tan arındırılması, YPG'nin bu bölgeye girmemesi ve Türkiye sınırında ılımlı muhalif unsurların alan hâkimiyeti kurması" yönünde operasyonel
müzakereler yapılacak.
***
Başkan Obama'nın, Nükleer Güvenlik Zirvesi marjında Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Beyaz Saray'da gerçekleştirdiği görüşmede üç konunun ön plana çıktığı biliniyor...
1- Terörle mücadeleye destek.
2- DEAŞ üzerindeki baskının artırılması.
3- Mülteci krizinin çözümü. Obama'nın, Suriyeli mültecilere kapılarını açan Türkiye'nin katlandığı maliyetin tüm dünya tarafından paylaşılması vurgusu ayrıca dikkate değer.
***
Ve bir son konu da "
Paralel Yapı'nın ABD'deki çırpınışları." Gezinin ilk
gününden beri hissedilen ihanet ittifakı,
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Brookings
Enstitüsü'ndeki konuşması öncesi ete kemiğe
büründü. Sözde soykırım taraftarı Ermeni
gruplar, terör örgütü PKK'ya müzahir Kürtler ve
Paralel Yapı'nın ABD'ye kaçan organizatörleri... Hepsi tek kareye sığarak, gerçek niyetlerinin ne olduğunu göstermiş oldu. Washington'da bu tablonun bir süre daha süreceğini teyit eden diyaloğun Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlu ile Ulusal Güvenlik Danışmanı
Susan Rice görüşmesine yansıdığını da belirtmek lazım. Çavuşoğlu'nun, "
Paralel Yapı ve işbirlikçilerinin halihazırda basın özgürlüğü kisvesi altında himaye edilen faaliyetleri, Türkiye açısından milli güvenlik sorunları içeriyor. Devlete sızmış bir suç örgütü ile mücadele ediyoruz. Ve bu mücadele uluslararası düzeyde bize yönelik imaj sorununa dönüştürülüyor. Buna rağmen kararlıyız. İmaj sıkıntısını, demokratik reformlarla aşarız. Ama bu örgütün peşini bırakmayız" mealindeki değerlendirmeleri
çok şey anlatmaya yetiyor!