Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, "Terörle Mücadele Eylem Planı" açıklaması için Mardin'de idik. Ticari taksi şoförü, son dönemde müşterilerinin yaptığı telefon konuşmalarındaki bir ayrıntıyı anlattı: "Aman dikkat et!"
İş için Mardin'e geldiğini söyleyene, telefonun ucundaki ses hep uyarıda bulunuyormuş. Oysa dedi, "Mardin merkezde bir sorun yok. Ama tedirginlik var. Hükümetin güvenliği sağlama kararı, ekonomik, sosyal paket açması iyi oldu."
Taksici esnafının aktarımı, İçişleri Bakanı Efkan Ala ile yaptığımız sohbetin bir bölümünü hatırlattı. Ala, "Terörle Türkiye'ye maliyet ödettiriliyor ve zaman kaybettiriliyor" dedikten sonra yakın zamana dair şu bilgiyi paylaşmıştı:
"Mardin'de yıllık 17 bin olan konaklama sayısı 400 bine çıkmış. Yılda 50 bin olan turist sayısı 1 milyona ulaşmış. Ve bunlar hep harcama yapan insanlar. O kadar oteller açıldı, yatırımlar yapıldı. Sadece Diyarbakır'da yapılan yatırım 25 milyar lirayı aştı. AK Parti 2002'de iktidara geldiğinde, Türkiye'nin toplam yatırım bütçesi bu kadar bile değildi!"
Bu noktada şu hususun altını çizmek gerek. Ankara'da terörün sona erdirilmesi, yaraların sarılması için güçlü irade mevcut. Lakin alınan kararlarla sahadaki yansıması arasında farklar oluştuğunu duyuyoruz. Kira yardımının miktarından tutun da eğitimle ilgili açığın kapatılmasına kadar. İşte bu nedenle, devlet görevlilerinin "gibi yapmasına" geçit verilmemeli, yapıyor gibi görünmek yerine karar ne ise yapılması sağlanmalı.