Geçenlerde bir haber kanalında ekonomi bilgisi de olan arkadaş kendince "seçim analizi" yapıyordu. Temel mantığı 2011 genel seçimlerini bugüne uyarlama üzerine kurulu idi. "Filanca ilde CHP, falanca yerde MHP şu kadar fazla oy alsaydı AK Parti 1'er milletvekili kaybedecekti" diye çabalıyordu. Lakin AK Parti'nin birçok ilde ilave milletvekili çıkarmasına yetecek birkaç yüz oyu analizine yansıtmamak için özel gayret gösteriyordu.
Seçim, mutlak matematik işi değildir kuşkusuz. Ama "seçim matematiği" diye bir gerçeklik de vardır. 7 Haziran Genel Seçimleri'ni, öncekilerden farklı kılacak hususlardan biri de "yurtdışı geçerli oy toplamı" olacak. Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşları 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi'ne kadar sadece gümrük kapılarında oy verebildiler. İlk kez halk tarafından seçilen Cumhurbaşkanı için yurtdışında yerleşik Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da oy kullanabildi. Bu ilk tecrübe beklentileri karşılamadı. 2 milyon 798 bin yurtdışı seçmenin (gümrük kapıları dahil) geçerli oyu 528 binde kaldı (Yüzde 19). Ve o noktada şu üç faktör etkili oldu:
1- Randevulu oy sistemi iyi işlemedi. 2- Bilhassa Alman makamları "güvenlik" bahanesi ile yeterli sayıda oy verme merkezi belirlenmesini engelledi. 3- Seçmen tam olarak bilgilendirilmediği gibi "kaçak göçek" durumundakiler de dahil olmak üzere on binlercesi de "hele ilk uygulamayı görelim" diyerek sandığa gitmedi.
***
Bu kez, "
yurtdışı seçmen" pek çok seçim çevresinde hesabı değiştirecek. YSK'nın resmi verilerine göre, yurtdışında 2 milyon 867 bin seçmen bulunmakta. 7 Haziran'a kadar 1 milyon civarında geçerli oy kullanılacağı tahmin edilmekte. Gerek önceki seçimlerin gümrük kapılarındaki sandık sonuçları gerekse Cumhurbaşkanlığı Seçimi performansı gösteriyor ki yurtdışı seçmende AK Parti'nin oy oranı yüzde 60 civarında. MHP'nin potansiyeli yüzde 8-10 aralığında. CHP'nin durumu ise biraz farklı. Gurbetçi seçmendeki yüzde 30-35'lik oy pastasının CHP ile HDP arasında dağılması bekleniyor. Hatta öncü göstergeler yurtdışı seçmende HDP'nin, CHP'nin de önünde yer aldığına işaret ediyor.
***
YSK'nın açıkladığı modele göre, yurtdışı oylar "
belli bir katsayı" ile seçim çevrelerine ayrı ayrı dağıtılacak. Yani... Bir partinin, her seçim çevresinde aldığı geçerli oy sayısı, yurtdışından o partiye gelen oylarla çarpılıp, ülke genelinde partinin ulaştığı toplam geçerli oy sayısına bölünecek. Böylece her parti için seçim çevresi bazında eklenecek oy sayısı hesaplanacak. Örneğin, A partisinin Türkiye genelinde 22 milyon, yurtdışından da 600 bin geçerli oy aldığını varsayalım. A partisinin 1 milyon geçerli oy aldığı X ilinde oy sayısına 27 bin ilave yapılacak. Ağırlıklı ortalamaya göre, ilave oy sayısı aynı seçim çevresinde 2. olan B Partisi için 6 bin civarında kalacak.
Özetle, yurtdışından gelecek oyların seçim çevrelerine dağılımı, seçim barajı ile birlikte düşünüldüğünde 1'inci partinin 284-340 arasında vekil çıkarması kuvvetle muhtemel!