Seçim mitingleri için meydanlara çıkan Başbakan Ahmet Davutoğlu, üst akıl tarafından pompalanan koalisyon senaryosu için "İhtimal dışı. Bunların yaptığı harmandan saman çıkar. Çünkü başağın içi boş" dedi. Erzurum ve Sivas'tan başlattığı mitinglerin ardından izlenimlerini paylaşan Davutoğlu, sorularımız şöyle yanıtladı:
İlk mitinglerden beklediğinizi buldunuz mu?
Burada birkaç kriter var. 1- Katılım 2- Coşku. 3- Şehre havanın yayılmış olması. Erzurum'da da Sivas'ta da şehir ve meydan iç içeydi. İkisinde de meydana gitmeyen ahali de ayaktaydı. Coşku ve katılım vardı.
Meydanlarda bir koalisyon havası var mı?
Koalisyon diye bir şey Türkiye'de söz konusu değil. Şu anda ihtimal dışı. Bu üst akıl bakıyor, CHP, MHP, HDP tek başına olamaz. O zaman bunlardan bir harman yapayım. Belki o zaman AK Parti'yi aşağıya çekebilir miyiz diye düşünüyor. Ne kadar harman yaparsa yapsın, o buğday başaklarının içi dolu olmadığı için oradan ancak saman çıkar, harmandan ürün çıkmaz. Koalisyon senaryoları algı operasyonunun parçası. Konuştura konuştura alıştırma çabası. Böyle birşeyin matematiksel olarak da karşılığı yok. Siyaset psikolojisi olarak da karşılığı yok.
Oy hedefiniz nedir?
Kesinlikle birinci parti oluruz. Kesinlikle güçlü bir tek parti iktidarını sürdürürüz. Kimsenin şüphesi olmasın. Birinci parti olamazsak emaneti de tevdi ederim. Ama güçlü iktidar olacağımızdan hiçbir tereddüdüm yok. Sunun oranı seçim tarihi yaklaştıkça belirginleşir. Kampanyanın etkisiyle de oylarımız artar.
HDP'yi kim barajın üzerine taşımaya çalışıyor? Nasıl bir organize güç var?
Her seçimde bir imaj, bir algı operasyonu yapıldı bu memlekette. 2002'de AK Parti'ye gidecek tepki oylarını Genç Parti alsın istendi. 2007'de Erkan Mumcu'lar, Mehmet Ağar'lar vs. bir başka operasyon çekildi. O zaman operasyonun arkasındaki fısıltı AK Parti kapatılacak fısıltısıydı. 2011 seçimleri öncesi Kılıçdaroğlu'nun kendisi bir algı operasyonuydu. Şimdi HDP. Bunlar aynı merkezler. AK Parti'yi durdurmak isteyenler kimlerse onlar. Bunların iş birlikçileri değişir. Mesela şimdi paralelcilerle HDP arasında temas var.
HDP'yi ihanet çetesi olarak nitelendirdiniz.
Şerler defola derken, o şerlerin içini doldururken söyledim. Sadece HDP için değil, genel olarak hepsi için söyledim. Geçmiş seçimlerde de bu manipülasyonları düşünenler kimlerse... Uluslararası medyada da uzantıları var. Türkiye içinde belli entelektüel gözüken bir grup var. Bağlantı içindeler.
Devlet-HDP görüşmeleri vardı. Şimdi ne oldu? 3 ay öncesine kadar görüşmeler yapılıyordu diye soruluyor.
Orada provokasyonu yapan, sürece ilk darbeyi vuran Selahattin Demirtaş oldu. Grupta 2-3 dakikalık konuşma yaptı. Doğrudan Cumhurbaşkanımızı hedef aldı. Biz HDP'nin daha fazla siyasileşmesini istiyoruz. HDP'ye soru yöneltirken bile demokratik siyaset içinde kalın ve demokrasinin gereğini yapın diye söylüyoruz. Bunun gereği de her türlü şiddete karşı çıkmaktır. Çözüm süreci her halükarda devam eder, seçim sonucu ne olursa olsun devam ettirmeye kararlıyız.
HDP, din dersinin kaldırılmasından, Diyanet'in kapatılmasından söz etti...
Bunun üzerinde özellikle duracağım. Türkiye'de bunun karşılığının olması mümkün değil. Türkiye'de radikalleşmenin ve El Kaide benzer yapılanmanın olmamasının en önemli garantisi eğitim sistemimiz içinde din eğitiminin yeridir. Yani dini eğitimi siz veriyorsanız başka kaynaklara ihtiyaç kalmaz. İmam hatip liselerinin yeri de önemli. Din adamlarının yetişmeleri sırasında toplumsal dokuyla uyumu, radikalleşmenin önündeki en önemli engel. Paralel yapı örneğinde de gördüğümüz gibi, dini hayatın kontrolsüz olması durumunda, bir tane Diyanet olmaz, 20 Diyanet çıkıverir. Herkes kendi hocasının etrafında yanlış bir dini telakki ile masumiyet halkası oluşturur.
'VAATLER DE ANCAK ALKIŞ KADAR TUTAR'
Kılıçdaroğlu, "kaynak nereden?" diye sorulunca, "Türkiye'nin büyümesinden" dedi...
Para nereden geldi. O mu getirdi? Demek ki AK Parti kaynak buluyor, bu parayı üretebiliyor. Onu gördüğü için o vaatlerde bulunabiliyor.
Ekonomide bir sıkıştırma planı görüyor musunuz? Piyasalara sınırda hükümet veya koalisyon senaryoları pompalanıyor...
Bu niyet var. Biz çalışan kadınlar için, yeni iş kuracaklar için, emekliler için paketler açıkladık. Popülizm diye yazanlar çıktı. Bunu yazanlar, Kılıçdaroğlu'nun vaadinin ertesi günü "halka dokunan vaatler" diye manşet yaptı. Kılıçdaroğlu'nun popülizmi Demirel'i, Çiller'i çok geçti, onlara rahmet okuttu.
CHP'de ilk defa gündemi biz belirledik, Başbakan da bize cevap veriyor havası var...
Bizim icraatları almışlar, vaat etmişler. Ne oldu? Milletçe alkışlıyorlardı, nereye gitti o alkış? Var mı öyle bir kampanya? CHP'nin Kartal mitingi bizim mitinglerin yanında panayır kalır. Bunlar oryantalist tipler. Bizim toplumu tanımadıkları için Avrupa'da tutacağını düşündükleri bir şeyi deniyorlar. Bir de şöyle yanılıyorlar. Sanıyorlar ki Türkiye'de çok nahoş bir kitle var, biz onları hareketlendirirsek bunları sarsarız. Yok böyle bir şey...
İlerleyen günlerde kamuoyunu şaşırtıcı çıkışlarınız olacak mı?
Yeni sürprizlerle çıkacağız. Öyle bir anda saman alevi gibi parlayıp sönecek bir kampanya yapmıyoruz. Milletçe alkışlamaları ne kadar tutarsa CHP'nin vaatler de o kadar tutar.