Meclis Soruşturma Komisyonu, 4 eski bakanla ilgili kararını verdi. Çoğunluk oyları ile Yüce Divan'a göndermeye gerek görmedi. Karar, tartışmaları da alevlendirdi. Zira bu konunun "hukuki, siyasi ve etik" yönleri söz konusuydu. Siyasi açıdan bakıldığında, büyük hesaplaşma 30 Mart 2014 Yerel Seçimleri ve 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri sırasında sandıkta görüldü. Seçmenin çoğunluğu, 17 ve 25 Aralık'taki kurguyu "darbe girişimi" olarak kabul etti ve oyunu bozdu. Muhtemelen önümüzdeki hafta TBMM Genel Kurulu'nda yapılacak oylama da siyasi boyutta ele alınacak.
Hukuki boyut ise, takipsizlik kararları ve o kararlara yapılan itirazların reddi ile neticelenmişti. Tabii bir de etik kriterler ve kamu vicdanı terazisi var.
***
Peki, görünür gelecekte neler olabilir?
1- AK Parti'nin kurumsal kimliği ile yolsuzluk iddialarının birlikte anılmasını önleyecek stratejileri görebiliriz. Ki bu nokta AK Parti'nin kurucu iradesi tarafından oldukça önemsenmekte.
2- 4 eski bakanın Haziran 2015 seçimlerinde milletvekili adayı gösterilmemesi de kuvvetli ihtimal.
Egemen Bağış 3 dönem kuralı nedeni ile zaten aday olması beklenmeyen isimlerden biriydi.
3- Genel Kurul oylamasında AK Parti sanıldığı gibi ciddi sayıda fire vermez. Yüce Divan için gerekli 276 sayısına ulaşılmaz. Çünkü parti grubu, 17-25 Aralık'ı "
darbe girişimi" olarak okumakta, paralel yapı ile mücadelenin sürdüğünü vurgulamakta.
4- İktidar partisi milletvekilleri, vicdani kanaatini ortaya koyarken rahatsızlık beyanında bulunmak adına "
boş oy" verebilir.
5- Muhalefet partileri de blok oy kullanmayabilir. O partilerdeki vekillere de tesir eden nedenler olabilir!