Hafta içinde ABD Büyükelçiliği Rezidansı'nda davet vardı. ABD'nin yeni Ankara Büyükelçisi John Bass için düzenlenmiş "tanışma toplantısı" idi. Önceki Büyükelçi Francis Ricciardone, diplomatik sınırları zorlayan, siyasal mesajlar vermeyi adet haline getiren bir isimdi. Üstelik bu çıkışları sanıldığı gibi acemice yapmıyor, Washington'dan aldığı sinyalle, Türkiye'deki sinir uçlarına dokunuyor ve sistemin duyarlı noktalarını test ediyordu.
Bass'ın çizgisi ise şimdiden merak konusu.
Ama ipuçları da yok değil. Gerek davetli profili gerekse ekibinin çizdiği portre, "geleneksel sivil ve askeri dostları fazlasıyla gözeten" ama "yeni çevreye karşı daha özenli ve dengeli" tavır takınılacağı yönünde. Tabii bütün bunları zaman gösterecek.

***
Büyükelçi Bass için verilen resepsiyonda, ABD Büyükelçiliği'ndeki her birim, kendi ajandasından stratejik konukları çağırmayı tercih etmişti. Amerikalılarla yakın temastaki Genelkurmay kadrosundan J Başkanı (korgeneral) ve tümgeneral seviyesinde kurmaylar orada idi. Medya, Ankara Temsilcisi düzeyinde istisnasız davet edilmişti. En soldan, cemaate kadar geniş bir profil söz konusuydu. Siyasi katılım çarpıcı değildi.
CHP, MHP ve HDP'den birer isim dikkati çekti. Akademik dünyadan, emekli diplomatlardan, iş dünyası örgütlerinden de davetliler salondaki yerini almıştı. Almanya, Japonya, Norveç büyükelçileri ile İsrail maslahatgüzarı da davete ilgi göstermişti.
Cumhurbaşkanlığı dış politika baş danışmanı da gecenin en fazla kartvizit alışverişi yapan davetlileri arasındaydı.
***
Büyükelçi Bass, "hoş geldiniz" konuşmasına tahmin edildiği gibi "Türkçe" başladı.
Ve Amerikalı diplomatlara öğretilen klişe cümlelerle İngilizce devam etti. "Türkiye'de bulunmaktan duyulan memnuniyet, stratejik ortaklık, ciddi küresel ve bölgesel meydan okumalara karşı iki ülkenin işbirliği vs."
AB büyükelçileri ve eşlerinin dış görünümlerine özel önem veren havası, ABD Büyükelçiliği Konutu'nda yoktu. Öyle ki Büyükelçi Bass'ın eşi, çekingen gözlerle etrafı süzüyordu. Kapalı mekândaki davette döpiyesin altına dizlerine kadar uzanan kırmızı çizmeler giymişti. Ortamın ağırlığı ve resmiyeti hanımefendiye hayli uzaktı.
***
Davet boyunca Türk konuklardan ziyade, ABD'li elçilik görevlileri hareketli idi. Büyükelçi Bass'ın "merhabasının" ardından dar salondaki kalabalık hızla dağıldı. Kalan kilit isimlerle büyükelçilik siyasi işler müsteşarı, iki numarası, basın müsteşarı, iletişim koordinatörü doğrudan sohbete daldı. Ekipteki yenilik, çevreye uyum çabası, birebir diyalogda kalma isteği de üst seviyedeydi.
***
"Peki, önümüzdeki günlerde ABD Büyükelçiliği nasıl bir yol izler?" diye sorulacak olursa...
Türkiye'deki tüm unsurlar ve farklı kutuplarla sıkı ilişkilerin devam edeceği,
Yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğü gibi başlıklarda Hükümet'i sorgulayacak enstrümanların yine kullanılacağı,
Çözüm Süreci ve Alevi Açılımı'nın ilgi odağı olacağı,
ABD'lilerin refere kurum ve kişilerden bilgi edinmekle yetinmeyeceği, Yeni Türkiye'nin yeni aktörleri ile yakın mesai içine gireceği söylenebilir.