Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'le, Los Angeles'ta sohbetimize devam ediyoruz. Konuşmamızın ilk bölümünde "Çözüm Süreci ve Paralel Yapı'ya" odaklanmıştık. Çelik, 17-25 Aralık siyasete müdahale girişimini, "Darbe ötesi bir şey. Türkiye Cumhuriyeti'nin mülkünü bir başka iradeye teslim etme hareketi" olarak tanımlamıştı. Bu noktada iki hususu daha ilave edeyim. 1- Ömer Çelik, işin başında Paralel Yapı'yı, "milli güvenlik sorunu" diye tanımlayan bir isim. 2- Aynı zamanda milli güvenlik siyasetine de kafa yoran bir tecrübe...
***
Şimdi cevap aradığımız konu ise "
özgürlük- güvenlik dengesi..."
Yani "
AK Parti de güvenlikçi politikalara mı yaslanıyor?" sorusuna nasıl yanıt verildiği? Zira yakın zamana kadar meseleye daha çok "
kamu güvenliği" perspektifinden açıklamalar getirildi. Bakan Çelik'in yaklaşımı ise "
asimetrik tehdit gruplarına" dönük ve "
bireysel özgürlükleri koruma" merkezli... Dedi ki...
"
Ziyarete gittiğimiz bazı ülkelerde bize, 'Şu alanın dışına çıkmanızı önermeyiz, çünkü güvenli değil!'
bilgisi gelir. Türkiye'deki 'devletin güvenliği'
kavramı da böyle. Sınırlı alanı temsil eder. Asıl önemli olan 'halkın güvenliği'dir!"
***
Devletin, "
adalet, refah, güvenlik" üretmesi gerektiğini de söyleyen Çelik, kabinedeki havayı şöyle yansıttı:
"
Bu işler konuşulurken Bakanlar Kurulu, insan hakları konusunda beyin fırtınası yapan ekibe dönüşüyor ve hassas davranıyor. Herhangi bir güvenlik tedbirinden bahsedildiğinde, anında 5-10 tane, 'Tersi ne olabilir?'
sorusu geliyor."
***
Çelik, "
Asimetrik gruplar devletten temizlendi ama şimdi sokaktaki grup oldu!" tezini paylaştı ve şu çerçeveyi çizdi:
"
6-7 Ekim Olayları'nda 4 alana saldırı düzenlendi. 'Kamu kuruluşlarına, AK Parti binalarına, kendilerinden olmayan Kürt grupların derneklerine, her türlü eğitim kurumuna...'
İşte burada 'halkın gündelik hayat güvenliğini sağlama'
kararı ön plana çıktı. O yüzden ben, Meclis'e sunulacak yasa tasarısını 'halkın güvenliği'
paketi olarak algılıyorum. Halkın güvenliğini tehdit etmeye yönelik asimetrik tehdidin kaldırılmasıdır esas olan."
***
Çelik, "
Devletin işleyişini engellemeye yönelik tehdidi önleyecek kapasite Türkiye'de var. Bu kez sivil halkın güvenliğini hedef alan yeni bir asimetrik tehdit söz konusu. Öğrencinin okula gidememesi, vatandaşın balkonunda rahat oturamaması, esnafın dükkânını açamaması böyle bir şey..." dedi. Ve şöyle devam etti:
"
Artık devletlerle devletlerin savaşma ihtimali zayıfladı. Asimetrik tehdit grupları ortaya çıktı. Milli güvenlik siyaseti, bilinen gruplar dışında, sokakları işgal eden, halkın günlük yaşamını zora sokan vandallara karşı da genişletilmeli!"