Çözüm Süreci, SABAH Gazetesi Ankara Bürosu'nun asli gündem maddelerinden biri. Güncel gelişmeler ne olursa olsun, mutlaka takip ettiğimiz bu ağırlıkta birkaç konu daha var.
Yürüttüğümüz titiz çalışma hem bilgi ve deneyim paylaşımını içeriyor hem de gelecekte atılacak adımları ve olası riskleri iyi analiz etmemizi sağlıyor. IŞİD'in, Kobani'ye saldırısı bahane edilerek tırmandırılan şiddet eylemlerinin arka planını ve olası sonuçlarını da bu açıdan görebiliyoruz.
Resmi ve sivil kaynaklarla yürüttüğümüz temasların özeti şöyle:
Birleştirilmiş Irak- Suriye tezkerelerinin kabulü, terör örgütü PKK'nın Kuzey Suriye planlarını bozdu.
Terör örgütü PKK'nın silahlı kanadında (Kandil'de) ve HDP'de Çözüm Süreci'ni içselleştiremeyen çekirdek kadro hep vardı. O ekip, "Bir gün süreç biterse" iştahıyla sürekli tetikte kalmayı tercih etti.
Örgütün silahlı unsurları ülke dışına çıkmadığı gibi, silahlar yer yer şehir merkezlerinde saklandı.
İmralı, Çözüm Süreci'nin üreteceği uzun vadeli yeni koşullar ile çevre ülkelerdeki olaylardan kısa vadeli çıkarımlar sağlama hesabı arasında gel-git yaşadı.
"Çözüm Süreci giderek yapay bir hal alıyor" diyerek aracılarla öncü sinyali verdi. "Kobani düşerse süreç biter" diye açık beyanı olmadı. Buna rağmen kamuoyuna yönelik açıklamalarda dezenformasyon yapıldı.
Başından beri İmralı da Kandil de güç gösterisi adına "kentsel kalkışma provası" arzuluyor, lakin ortam bulamıyordu.
Kobani saldırısı bunun karanlık bahanesine dönüştü.
Hüda Par ve Hizbullah'ın Diyarbakır'a yerleşmesinden rahatsızlık duyan kirli eller, bu grupları tasfiye etmek için fırsat kolluyordu. Maalesef ölüm olaylarıyla "kan davasının tohumları" atıldı.
"Çözüm Süreci, kamu düzeninin alternatifi değildir" diyen Hükümet ise asayişi sağlamak için gerektiğinde en keskin idari ve güvenlik önlemlerini alabileceğini gösterdi.
Yine de son ana kadar soğukkanlılığını korudu.
Çözüm Süreci'nin sağladığı huzuru isteyenlerle, vandalizmden medet umanlar arasında kısmi ayrışma da yaşandı.
Bu da sürecin kazanımı oldu!