Türkiye Cumhuriyeti'nin 62'nci, AK Parti'nin 5'inci hükümeti dün görevine başladı. Oluşumunu analiz etmeden önce, kabinenin misyonunu ve partinin önemini değerlendirmekte fayda var.
62'nci Cumhuriyet Hükümeti'nin 10 aylık performansı, anayasal mimarinin yeniden tesisi bakımından siyasal örnek olacak.
Bir başka anlatımla Ahmet Davutoğlu Başbakanlığı'nda kurulan yeni hükümetin, "Çankaya ile ilişkileri, eşgüdümü, karar ve sonuç alma biçimi", Haziran 2015'te seçmenin tercihinde rol oynayacak. Seçilmiş Cumhurbaşkanı ile seçilmiş Başbakan'ın birlikte sergileyecekleri mesainin başarısı, Türkiye'nin yarı başkanlık veya başkanlık sistemine geçişi öncesindeki son test sınavının aşılması anlamına gelecek.
AK Parti'ye de tarihi bir görev düşecek. Nedeni gayet açık... Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 28 Ağustos'ta TBMM'deki yemin töreni öncesinde yaşanan manzara. Yani... Muhalefet partilerinin tutumu. Öyle anlaşılıyor ki CHP, Cumhurbaşkanı-Başbakan ikilemi yaşanmasına yatırım yapacak, Cumhurbaşkanı'nın yetki kullanım tarzı üzerinden siyasi taarruzda bulunmayı deneyip, iç muhasebesini erteleyecek. MHP, bilhassa çözüm sürecinde atılacak somut adımları gerekçe göstererek, politikasını korku- kaygı ekseninde sürdürmekte inat edecek. HDP ise "Yeni Türkiye'ye entegre olma ile Yeni Türkiye'den pay koparma" sarkacında gidip gelecek.
Bu şartlar altında AK Parti'nin hem Cumhurbaşkanı ve Hükümeti aynı anda savunması hem de Yeni Türkiye'yi inşa etme idealini başarması gerekecek. Haliyle yeni kabine kadar yeni parti yönetimi de özel önem kazanacak. "Siyasi işler, seçim işleri ve teşkilat başkanlıkları..."
AK Parti'nin sacayakları kamuoyunun artık yakından tanıdığı, hızla temayüz eden isimler ve kadrolarla geleceğe taşınacak.