Bu hafta tam anlamıyla "ekonominin check up" haftası. Önce AB İlerleme Raporu yayımlandı şimdi de 2014 Bütçe müzakereleri başlıyor. Bütçenin sunuşu yarın, tümü üzerindeki müzakereler ise perşembe günü... Bütçe vesilesiyle içeride pek çok şey tartışılacağı için dışarının ne dediğine bakmakta, yani AB İlerleme Raporu'nun Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerine odaklanmakta fayda var. Bayram günü açıklanan rapor, ağırlıklı olarak "olumlu" tespitlerden oluşmakta, yer yer "yapısal" ve "güncel" sorunlara ilişkin ılımlı uyarılarda bulunmakta.
Raporun, ana fikrini ise şu cümle özetlemekte:
"Küresel dalgalanma ortamında Türk ekonomisinin sağlam temeller üzerinde olduğu ve ekonomik şoklara karşı direncinin arttığı gözlemlenmektedir!"
Bunun yanı sıra, rapora yansıyan diğer pozitif konu başlıkları da şöyle sıralanabilir:
2013'te Türkiye ekonomisindeki yavaşlama durmuş ve ekonomik faaliyetler yeniden canlanmıştır.
2012'de ekonomik yavaşlamaya rağmen işgücü piyasaları göreceli olarak iyi performans sergilemiştir.
Bütçe performansı, kamu borcunun sürdürülebilirliği açısından tatmin edicidir.
Mali sektörün performansı iyi düzeydedir.
2011 sonunda %10.5 olan enflasyon oranı, 2012 sonunda %6.2'ye düşmüştür. Bu oran Merkez Bankası'nın %5'lik yılsonu hedefinden yüksek olmakla birlikte %+/- 2'lik tolerans limiti içindedir.
Türkiye'nin kişi başı GSYH'sı (satın alma paritesi esasına göre) 2012'de AB ortalamasının %56'sına ulaşmıştır. (Bu oran 2011'de %52 idi.)