Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

İki görüş, iki hassas nokta

Önceki gece TRT Haber'de gazeteci dostumuz Emin Pazarcı'nın sunduğu İnce Çizgi Programı'nda "Çözüm Sürecini" konuştuk. Canlı yayına telefonla iki bağlantı yapıldı. AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin. İki ismin, işaret ettiği iki ayrı nokta sürecin geleceği açısından dikkate değerdi.
Önce Metiner'in yorumlarından başlayalım...
Milletvekili seçilmeden önce meslektaşımızdı. Vicdan sahibi, fikir insanı olarak tanıdık kendisini. Meclis'teki ilk günlerinde kavgaların içinde gördük. Bileğini değil düşüncesini konuşturan imajı yara aldı. Televizyondaki sohbette eski günlerini aratmayacak grafik çizdi. Örneğin, söz, "İmralı tutanakları" diye ifade edilen metne geldiğinde Mehmet Bey, olgunluk gösterdi. Zira, o notlarda kendisi de hedef alınmış, bir manada mağdur duruma düşmüştü. Mealen dedi ki...
"Bireysel dava gütmüyorum. BDP'nin özür dilemesi yeterlidir. Önemli olan tarihi sürecin neticeye ulaşmasıdır!"
Metiner'in, yeni anayasa yapımı ile çözüm süreci arasında bağlantı kuranlara verdiği yanıt da çarpıcıydı. Anayasa'yı, cumhuriyetin demokratikleşmesi yolunda bir kilometre taşı olarak gösteren Metiner, süreçle doğrudan bağlantılandırmak yerine, "Tabii ki kolaylaştırıcı rolü olacaktır" değerlendirmesi yaptı.
Çözüm sürecinde toplumsal hassasiyetlerin gözetilmesi, sinir uçlarına basılmaması kritik eşik. Nitekim BDP'nin, 21 Mart Nevruz Bayramı'nı "Öcalan'a özgürlük, Kürtlere statü" temeline bina etmesi, sürece umut bağlayan geniş kitleler için tahrik edici nitelikte... Türkiye'nin öteden beri devam eden demokratikleşme çabalarını aşan talep ve beklentiler yaratılması son derece riskli!


***

Gürsel Tekin'in görüşlerine gelince... İstanbul İl Başkanlığı'ndan sonra genel siyasetin sınırları belki ona biraz büyük geldi. Ankara'daki siyaset labirentinde kaybolduğu, güç oyununda kaybettiği anlar da oldu. Muhtemelen bu yüzden siyaseten aslına döndü ve kendisini yeniden taban çalışmasına odakladı. CHP'de yerleşik sembol siyasetinin adamı olmadı. Önceki gece katıldığı programda söyledikleri ciddi siyasetçinin iyi niyetli paylaşımıydı. Çözüm süreci için "Neye destek vereceğimizi bilmiyoruz" derken artık muhalefetin bilgilendirilmesi zamanı geldiğini hissettirdi. İmralı'nın, Kandil'in bildiğini en geç Nevruz'a kadar parlamentoda grubu bulunan diğer partilerin de bilmesi mutlak gereklilik. Muhakkak ki MHP kategorik karşı çıkışını sürdürecektir. Bu duruşu dahi farklı düşünenleri temsil etmesi adına yararlıdır. CHP ise yeni bir muhasebe yapmak zorundadır. İşin başında "Millete hesabını veremeyeceğin angajmana girmeyeceksin, kişisel beklenti gözetmeyeceksin, samimi olacaksın ve Meclis'e bilgi vereceksin" diye açıklama yapan ve "bekle-gör" stratejisi izleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu vardı. Şimdilerde, "hukuk dışına taşan süreç" tezini ileri süren anamuhalefet lideri var karşımızda. CHP'yi tutarlılık sınamasına tabi tutmak ne kadar gerekli ise süreç yönetimindeki aktörleri güncelleme yapmaya davet etmek de o kadar gerekli. Çünkü iktidarın bu yöndeki siyasi hamlesi herkes için samimiyet testine dönüşecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA