Çözüm sürecinin hassasiyeti nedeni ile gerek bakanlar gerekse AK Parti yöneticileri dışa açık yorumlarını askıya aldılar. Ama halktan gelen sinyaller, duygusal çıkışlar, mantıklı öneriler Ankara'da gerçek manada harmanlanıyor.
Güncel durum değerlendirmeleri yapılıyor.
İktidarın merkezindeki aktörler özel sohbetlerimizde şu tespitleri paylaşıyor:
* AK Parti,
İdare-i maslahata yönelmedi. Doğacak sonuçları bilerek, çözüm için siyasi risk üstlendi.
* Hükümet olarak,
"Yüzde 100 bizim gibi pozisyon alınsın"demiyoruz. Millet adına kim söz söylüyorsa, kimin etki alanı varsa sorumlu davranmasını bekliyoruz.
* Vatandaş,
Süreci izliyor ve çözüm istiyor. Çoluk çocuğunun geleceği ile ilgili kaygı duymak istemiyor.
* Siyasi partilerin,
Bilgi edinme ihtiyacını anlıyoruz. Ama hayırlı işin önüne çıkan çok oluyor.
Biraz sabır, kimseden bilgi saklanmıyor.
Özetle,
"Ülke, ciddi bir dönüm noktasından geçiyor! Terör sorununun bitmesinin uzun vadeli önemini, kısa vadeli her türlü çıkarın önünde tutmak gerekiyor!"
Toprak talebi yok. Birlikte yaşama iradesi var.
* Ama ısrarla soruluyor:
Yapılan işler meşrulaştırılacak mı? Bu adamlar masum mu?
* Siyasi otorite olarak,
Sonuç odaklı bakıyoruz. Terör örgütünün uzantısı partinin her söylediğine yanıt verirsek süreç çıkmaza girer.
* Türkiye,
Çaresiz değil, hiçbir zaman da olmadı.
Terörle mücadele devam eder, bunun pazarlığı olmaz.
Sonuç...
"İyi niyetle yola çıkıldı. Oldu, oldu.
Olmadı, yarın yeni bir dünya kurulur!"