Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Anahtar ülke: Türkiye

Küresel sistemin güvenliği ile NATO'nun Afganistan stratejisi iç içe geçmiş durumda. Şikago Zirvesi'nde alınan karar, 2014 sonuna kadar NATO kuvvetlerinin kademeli olarak Afganistan'dan çekilmesi yönünde. Peki ama nasıl?
Bu kritik sorunun yanıtına dair ipuçları, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Pakistan ziyareti sırasında ortaya çıktı.
ABD askerleri Afganistan'dan çıkmak için yol arıyor. Ve bu büyük tahliyenin maliyeti 4 milyar doları buluyor.
En makul seçenek, Amerikalı askerlerin teçhizatları ile birlikte İncirlik üssü ve Mersin limanı üzerinden ülkelerine gönderilmesi.
Ama ABD için İran hava sahası kapalı.
Ermenistan üzerinden kurulabilecek hava köprüsüne ise Ankara mesafeli. Bu durumda tek çare Afganistan'dan Pakistan'ın güneyine uzanan bir koridor açılması. Gelin görün ki İslamabad'la Washington'un arası limoni.
Pakistan, kendi topraklarında El Kaide lideri Bin Ladin'e düzenlenen operasyonu egemenlik haklarının ihlali olarak görüyor ve hâlâ hazmedebilmiş değil. Bu yetmiyormuş gibi yakın tarihte ABD hava unsurları, Afganistan-Pakistan sınırındaki karakolları vurmuş. 24 askerin öldüğü o saldırı için özür bile dilenmemiş. İslamabad yönetimi de tepki olarak NATO'nun tüm ikmal yollarını kesmiş. Deyim yerindeyse koalisyon güçleri şu anda Afganistan'da kapana kısılmış durumda. Bu kilidi açabilecek yegâne aktör, "Türkiye." Başbakan Erdoğan'ın, Pakistan'daki görüşmelerini, "Bölgenin geleceği, terörle mücadele ve koalisyon güçlerinin hasarsız çıkış planı" kapsamında da okumak gerekiyor. İslamabad yönetimi ile "kardeşlik" ilişkisine sahip, ABD'nin müttefiki, NATO'nun etkin üyesi olarak Türkiye'nin oynayacağı rol, birçok başkentteki siyasi dengeleri etkileyebilecek önemde.

***

İslamabad'dan Astana'ya (Kazakistan) geçerken ANA uçağının gazetecilere ayrılan bölümüne zaman zaman bakanlar da geldi.
Sohbetin eksenini Pakistanlı bir siyasetçinin şu sorusu belirledi: "Biz, neden Türkiye gibi değiliz?"
Soruyu yanıtlamadan önce Başbakan Erdoğan'ın, Pakistan'da tam bir siyasi krizin ortasına düştüğünü ve "çözüm ortağı" olarak inisiyatif üstlendiğini söyleyelim.
Ana muhalefet lideri Navaz Şerif, iktidardaki Rıza Gilani'yi yok hükmünde sayıyor ve erken seçim için bastırıyor. Koyu muhafazakâr muhalif partiler ise ABD'nin canını yakacak politikalar peşinde koşuyor. Hal böyle olunca Erdoğan'ın, "yapıcı muhalefet" ve "beka" noktasında muhataplarına verdiği mesajlar hayati önem kazanıyor.
Yukarıdaki sorunun yanıtına gelince...
Siyasi istikrarsızlık, rejim üzerindeki baskın askeri karakter, yargı elitinin tavrı, ABD'ye mali bağımlılık, özgüven eksikliği...
Yani "demokratik, hukuki ve ekonomik reform açığı!"
***

Kazakistan'daki manzara çok farklı idi. Zengin doğal kaynaklar, geniş topraklar, sınırlı nüfus... Dengeli dış politika, AGİT sürecine katılım, Rusya ve komşu ülkelerle ticari entegrasyon, çokuluslu şirketlerle akıllı işbirliği... İşte bu tablo altında, Türk-Kazak İş Forumu'nda baştan sona Türkçe konuşan Kazak Başbakanı Karim Masimov. Hitabına, Kazakça başlayan Başbakan Erdoğan'ın, 2.7 milyon metrekare yüzölçümüne karşın 16 milyon nüfuslu Kazakistan'a anlamlı tavsiyesi... "Akşam havaalanından şehre gelirken kardeşim Masimov'a da söyledim, 'En az 5 çocuk' dedim. 3 taneymiş ama iki kaybı var" diyecek kadar samimiyet.
Sözün özü...
Türkiye, Balkanlar'dan Kafkaslar'a, Asya'dan Afrika'ya kadar uzanan coğrafyada her konuda "sözü dinlenenler" liginde...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA