Başbakan Tayyip Erdoğan, Pakistanlı doktorların destek çıktığı Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal'ın tutukluluğu ile ilgili olarak, "Yargı ile ilgili olan bu konu hakkında şu anda dışarıdan, içeriden bazı aktivistlerin şu veya bu kişilerin bu tür temennileri bizi pek ilgilendirmiyor. Bizi alakadar etmiyor" dedi. Erdoğan ve Pakistan İslam Cumhuriyeti Başbakanı Yusuf Rıza Gilani iki ülke arasında imzalanan anlaşmalar sonrasında ortak basın toplantısı düzenlendi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Haberal'ın durumunun sorulması üzerine, "Yargı ile ilgili olan bu konu hakkında şu anda dışarıdan içeriden bazı aktivistlerin şu veya bu kişilerin bu tür temennileri bizi pek ilgilendirmiyor. Bizi alakadar etmiyor. Yargı bu konuda ne karar verirse herkes ona uymak durumundadır" diye konuştu. Erdoğan, şunları kaydetti: "Konu sıradan bir konu değildir ve konunun ilişkili olduğu madde ciddi bir maddedir. Ve bu maddeyi bile bile, bu maddenin muhatabı olduğunu bile bile ne yazık ki, mensubu oldukları siyasi parti bu kişileri aday göstermiştir. Mesleki noktadaki taassupla bu iş ele alınırsa bu yanlış olur. Mesleğinde çok başarılı bir insan olabilir. Ama yargı farklı şeyler ele almak ve bunları değerlendirmek suretiyle böyle bir karara varmıştır. Bize düşen sadece süreci izlemektir. Ve de tabi Haberal milletvekilliği adaylığına dışarıda iken gösterilmiş değil, tutuklu iken gösterilmiş bir şahıstır."
MUHALEFETE GÖNDERME
Erdoğan, Pakistan anamuhalefet lideri Navaz Şerif ile görüşmesine ilişkin "Gilani ile Şerif'i biraraya getireceğinizi düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine, Şerif'in görüşlerini almak istediğini belirtti. Erdoğan, şunları söyledi: "Bu konularla ilgili düşüncelerini aldıktan sonra Sayın Şerif ile Sayın Gilani ile, kardeşim arasında bir dayanışmanın olmasını isterim, Pakistan'ın çıkarı bunu gerektirdiği için. İlk dönemlerde muhalefetin iktidarı desteklediğini biliyorum. Hatta o zamanlarda Sayın Gilani'ye, kardeşime 'Böyle muhalefet bizim başımıza' demiştim. Ama bizde böyle bir muhalefet ne yazık ki yoktu. Bugün yine aynı şekilde devam ediyor. Biz buraya 'beyaz' diyoruz değil mi? Görüyorsunuz beyaz. Onlar 'siyah' der. Böyle bir muhalefet anlayışı olmaz." Türkiye'nin Pakistan'a büyük önem verdiği ve iktidar-muhalefet arasındaki ilişkiyi yakından takip ettiklerini belirten Erdoğan, "Bizim siyasiler olarak görevimiz nedir? Önce insandır. Devlet bizim için ikinci plandadır. Devlet kendi insanının hizmetkarıdır. Temenni ediyorum ki inşallah şu anda Pakistan siyasetinde rol alan aktörler el ele, dayanışma içerisinde tüm Pakistan halkının, Pakistan'ın menfaati için çalışsın" dedi. Erdoğan, NATO güçlerinin Afganistan'dan çekilmesiyle ilgili soruyu yanıtlarken de "Şu andaki hedef 2014 sonu gibi görünüyor ama bu kesin bir süre değil. Türkiye olarak bütün ülkeler orayı terk ettikten sonra biz terk etmeyi düşünüyoruz. Biz kardeşlerimizi orada yalnız bırakmayı düşünmüyoruz. Onlar bize ne zaman 'Tamam, teşekkür ederiz' derlerse biz o zaman oradan ayrılmayı hedefliyoruz. O ana kadar da çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. Kaldığı otelde Pakistan ana muhalefet lideri Navaz Şerif ve Cemaati İslami Genel Başkanı Syed Münevver Hassan'la görüşen Erdoğan, Navaz Şerif'e, "Son görüşmemizden bu yana kilo almışsınız" dedi. Şerif de "Tam aksine zayıfladım" cevabını verdi. Erdoğan'a Pakistan ziyaretinin son gününde fahri doktora unvanı da verildi. Kaid-i Azam Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü, uluslararası alanda yaptığı girişimler, İslam dünyasında üstlendiği rol ve evrensel barış için gösterdiği çabalar için Erdoğan'ı felsefe ve uluslararası ilişkiler alanında bu unvana layık gördü.
KAZAKİSTAN'A GİTTİ
Erdoğan ve beraberindeki heyet, gece yarısına doğru 'ANA' uçağı ile Kazakistan'ın başkenti Astana'ya indi. Erdoğan'ı Kazakistan Başbakanı Karim Masimov ve Astana Büyükelçisi Lale Ülker karşıladı.