Gündem o kadar değişken ki... Kritik bir konuyu arka planı ile ele alacak oluyorsunuz, bir diğeri öne çıkıyor. Aslında yıllarca ötelenen sorunlar, farklı çevrelerin hesaplarıyla, çoğu kez sürpriz sayılmayacak takvimlerde ayağımıza dolanıyor...
İşte bu nedenle "Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü"nün daha aktif olması, hatta bir tür "Kriz Yönetim Merkezi" gibi çalışması isteniyor. Zira milli davalarda anlık ve sert tepkiler verebilen Türkiye, istikrarlı biçimde gerisini getiremiyor.
Gerçekten önemli roller oynayabilecek Kamu Diplomasisi daha çok resmi tezlerin anlatımı veya yakınlık duyulan siyasilerin vitrin çalışması olarak algılanıyor. Oysa Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın bir yıl önce, Kamu Diplomasisi Koordinatörü İbrahim Kalın'la çizdiği çerçeve oldukça geniş ve umut verici idi. Gelinen noktada Türkiye Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü'nü, özellikle dış sahada "Kriz Önleyici" kimliği ile yeniden yapılandırmalı...
Bu tespitleri paylaşırken bireysel çabaları, perde gerisi temaslarını, yabancı medya ve akil adamlar üzerindeki faaliyetleri görmezden geliyor değiliz. Sadece ilave kurumsal kapasite ihtiyacına dikkat çekiyoruz o kadar.