Tekel işçilerinin Ankara'daki eylemi, "ekonomik, sosyolojik ve siyasi" açıdan farklı anlamlar taşıyor.
Ekonomik açıdan bakıldığında kamunun sigara üretmesi savunulabilir değil.
Sosyolojik açıdan bakıldığında, ailelerin kamusal iş garantisi arayışı sürdürülebilir değil.
Siyasi açıdan bakıldığında ise özelleştirme bir tercih. Ve geri dönüşü söz konusu değil.
Ayrıca Tekel özelleştirmesinin,
Demokratik açılımla
Habur'daki manzarayla
Öğretmen atamalarıyla
AK Parti sempatizanlığı veya karşıtlığı ile ilgisi de yok.
Buna karşın,
Tekel işçileri hükümete karşı konuşlandırıldıkça muhalefetin bundan siyaset üretmesi sürpriz sayılmamalı,
İşçilere tanınan 1 aylık süre imtiyaz olarak görülmemeli. Mevzuatın, sözleşmesi feshedilen işçilere 4c'den yararlanmak için 30 günlük başvuru hakkı tanıdığı gözden uzak tutulmamalı,
Kamu işyerlerinde örgütlü sendikacılığın dönüm noktasına gelindiği artık kabul edilmeli,
Devlette iş ve aş kapısını zorlamak yerine özel sektör eliyle istihdam üretilmesinin önündeki engeller kaldırılmalı,
Taşeronlaşmaya fırsat verilmeyen, sigortalılığı ayrıcalık gibi görmeyen, esnek çalışma şartlarında dahi emekliliğin mümkün olduğu sistem üzerinde durulmalı!