Van Milletvekili Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, son dönemde Güneydoğu'da tırmandırılan yer yer büyük şehirlere de sıçrayan terör olaylarını ve alınacak önlemleri SABAH'a yorumladı. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, geçtiğimiz yaz Diyarbakır'da uzattığı elin ısırıldığını savunan Çelik, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bana göre, MHP ve DTP demokratikleşme istemiyor. MHP, kan ve barut kokusunun olduğu yerde büyüyor. Hatta MHP ve Demokratik Toplum Partisi'nin oyları genelde birlikte yükselir. 1977'de Alevi-Sünni çatışması vardı. MHP, o konjonktürde 16 milletvekili çıkardı. 1980 sonrası süreçte MHP'nin yerine kurulan Milliyetçi Çalışma Partisi ise ancak yüzde 2.5 oy alabildi. 1999 seçimlerinde, şehit cenazelerinin geldiği bir ortamda MHP yeniden yükselişe geçti ve yüzde 18'le ikinci parti oldu." Terör olaylarına karşı izlenecek stratejinin, "siyasi, ekonomik, kültürel, sosyo-psikolojik" yönleri bulunduğunu vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:
MİLYON YTL'LİK ÇÖZÜM
"Yönetilmesi en zor ülke, gayri memnunların fazla olduğu ülkedir. Geçmiş yıllarda bölgede köyler boşaltıldı. Bu insanlara, 'Nereye gidersen git' denildi. Nereye gittiler? Akdeniz ve Ege sahillerindeki illere, kasabalara yerleştiler. Oysa başka çözümler uygulanmalıydı. Örneğin, Van'ın Konalga Köyü'nde 380 hane, mezradan düze indirildi. Eskiden PKK onların sofrasına ortaktı. Bu insanlar yeni hayata kavuştu. 380 hane 3.800 kişi demek. Onlar ya devletin yanında olacaktı ya da terör örgütünün. Bu işlemin devlete maliyeti 1.5 milyon YTL oldu. 22 yılda terörle mücadeleye bir hesaba göre 200 milyar dolar akıtıldı. Ölü ya da sağ 30 bin PKK'lı ele geçirildi. Bir PKK'lıyı etkisiz hale getirmenin maliyeti 10 milyon YTL'yi buldu."
VAN, MERSİN'DEN GÜVENLİ
"Benim askerim ülke savunması için dağa çıkıyor. PKK'lı ise öldürmek için. Kritik nokta burada" diyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Terörle mücadele ederken demokratikleşmeden taviz vermemek gerekir. Sana silah çekene buket uzatamazsın, yüzüne tüküreceksin sen de karşılık vereceksin. Ama terörle mücadele ederken terör örgütüne destek arttırılmamalı, halk kazanılmalı. En çarpıcı örnek, Diyarbakır eski Emniyet Müdürü merhum Gaffar Okan. Okan, devletin adamı olduğundan değil adam olduğundan herkes arkasından ağladı. Bit kırmakla bit ayıklanmaz. Bitin yeşerdiği ortamı ortadan kaldırmak lazım. Eskiden köylerde anneler duvarın dibine oturur, kız çocuklarının saçından bit kırardı. Ama bit nasıl bitti? Köye su ve deterjan girince Bugün dağı bombalayabilirsiniz ama İstanbul Gaziosmanpaşa'ya yerleşen insanı oradan söküp atamazsınız. O nedenle Van, Mersin'den daha güvenli bir şehir."