Bir ay sonra işi bitecek olan ABD Dışişleri Bakanı Bilinken, Türkiye'deydi. Suriye diplomasisiyle meşgul olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yoğun programı arasında kendisini Esenboğa Havalimanı'nda ayaküstü kabul etti.
Blinken, Türkiye'deki temaslarına devam ediyor.
Niye geldiğini biliyoruz.
Giderayak, Trump'ın "Enerjimizi harcamayacağız" dediği Suriye'deki ABD varlığını devam ettirmek için çırpınıyor.
Zira Münbiç'i de alıp Fırat'ı geçen muhalifler, ABD subaylarınca sevk ve idare edilen YPG'yi doğuya doğru süpürüyor.
Blinken, Türkiye'ye ne gibi tekliflerle gönderildi bilmiyoruz. Ancak mevkidaşı Hakan Fidan'ın kendisine "hayatta başarılar" dilediği saatlerde muhalifler Tişrin Barajı'nı YPG'den temizliyordu.
Bu hızla giderse, ABD'nin Suriye operasyonunda da maliyet hesabını sıkı tutan Trump işbaşı yaptığında ortada YPG'nin hâkimiyetinde bir alan kalmayabilir.
Şimdiden YPG'nin bazı noktalarda Suriye'nin yeni bayrağını kullanmaya başladıklarına dair haberler geliyor. Barzaniciler, Öcalan'ın posterlerinin üzerine apar topar üç yıldızlı Suriye bayrağı asan YPG'lilerle dalga geçiyorlar.
Evet Sayın Blinken durum bu.
Bildiğiniz üzere, 2015'te ABD'de görüştüğünüz ve kimi gazetecilere "etkilendiğinizi" söylediğiniz fiili mevkidaşınız Selahattin Demirtaş da sizin gibi YPG'yle dertlenen bir siyasetçiydi.
Hatta sizden aldığı gazla olsa gerek, parlamentosunda görev aldığı ülkesine "YPG, Fırat'ın batısına da geçecek, siz de mal mal bakacaksınız" diye açıkça parmak bile sallamıştı.
Hatırladınız değil mi?
O hâlde bir kez de onun ifadeleriyle söyleyeyim ki daha anlaşılır olsun:
YPG, Fırat'ın doğusundan da süpürülecek, siz de mal mal bakacaksınız.
***
YPG'DEN KURTULMAK İÇİN KÜRTLERİN SON ŞANSI
YPG'nin kâğıttan kaplan olduğunu herkes gördü.
ABD destek vermeyince güya hâkimiyetlerindeki bölgeleri kurşun atmadan terk ettiler. Yerel halk da arkalarından teneke çaldı.
Trump, boyası dökülen bu ekibe beş kuruş vermez.
Dün de zırhlı araçlar, kamyonlar ve topçu birliklerinden oluşan büyük bir Rus askeri konvoyunun Halep ile Rakka sınırında bulunan ve YPG'nin kontrolünde olan Sarin Hava Üssü'nden çekilme görüntüleri yayınlandı.
Artık Rusya da sahada değil.
İran derseniz, kendine hayrı yok.
İsrail'in tetikçiliğinin getirisi de belli. YPG'nin gediklilerini anca doyurur.
Esad döneminde kimlik bile verilemeyen Suriyeli Kürtlerin, Esad'ın gardiyanlığını yapan bu çeteden kurtulmaları için daha uygun bir zaman olamaz.
Onun bunun taşeronluğunu yapan çetelerin peşinde maceralara sürüklenip büyük acılar, sıkıntılar çektiler.
Şimdi ülkeleri ayağa kalkarken önlerinde kurulan yeni düzenin meşru bir ortağı olma fırsatı var.
Kaçırmamalılar.
***
SURİYE DEVRİMİ DAVUTOĞLU'NA BİLE YARADI
Suriyeliler Esad'ın devrilmesinden memnun görünüyorlar.
Ülkeden yansıyan görüntülerde bayram havası var.
Hayat hızla normalleşiyor. Pula dönen Suriye Lirası, dolar karşısında değer kazanmaya başladı bile.
Devrimin etkileri yalnızca Suriye'de değil Türkiye'de de hissediliyor.
Davutoğlu bile yeniden hatırlandı. Heyecanlı görünüyor. Dün de basında şu beyanatı yer aldı:
"Sayın Cumhurbaşkanımız da pazartesi cevabi bir mektupla hem benim kendi mektubumda ifade ettiğim hususlarla ilgili yapmakta oldukları, Irak'la birlikte atılan adımları son derece kapsamlı ve bir bilgi içeriğiyle birlikte bir mektup gönderdi. Böyle dönemlerde devlette küslük olmaz, hiçbir dönem de olmaz da hele bu şartlarda."
"Ben Emevi Camii'nde namaz kılacağız demedim" diyerek düzeltme yayınladı ama olsun. Hazır gündem olmuşken kısa bir Şam turu hiç fena olmaz.
***
NE İNSANLAR VAR DEĞİL Mİ ÖZGÜR BEY?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Suriyeli mülteciler için "Küçücük çocuğunu alıp nasıl gitsin insanlar?" diyor.
Sormayın Özgür Bey, ne insanlar var! Daha düne kadar "Hemen gitsinler" diyenler bile vardı.
