Biden yönetimi Trump görevi devralmadan ABD'yi Rusya ile savaşa sokmak için yeni silahların kullanımına izin verip Ukrayna'yı kışkırtadursun, Zelenski havlu attı bile.
Dün Sky News'e yaptığı açıklamada, savaşın sıcak safhasını sona erdirmek için "ülkesinin işgal edilmemiş bölgelerine" NATO üyeliğinin teklif edilmesini öneriyordu.
Zelenski'nin, "Hele bir NATO'ya girelim, sonra işgal edilmiş topraklar için diplomasi yoluyla mücadele ederiz" demesi ise hiçbir şey ifade etmiyor. Bir kez verdin mi bitti, gitti.
Peki, Putin ateşkes ve NATO üyeliği için Ukrayna topraklarının yüzde 20'sini gözü kapalı veren Zelenski'nin teklifine nasıl bakar?
Ukrayna'nın NATO'ya alınma olasılığına savaş başlatarak cevap veren Putin'in evet demesi çok zor. Hatta imkânsız. Bu, iktidarını üzerine kurduğu paradigmayı inkâr etmesi anlamına gelir.
Ayrıca, Kırım da dâhil bu bölgelerin resmi statülerinin tanınması Moskova için bir kazanım olsa da söz konusu topraklar zaten fiilen Putin'in elinde.
Ama ne olursa olsun Zelenski doğrusunu yapıyor. Zira Trump işbaşına gelince ABD'ye her gidişinde testisine 50-60 milyar dolar doldurduğu musluk kapanacak. O paraların ne kadarı savaşa harcanıyordu, orası meçhul ama bundan sonra tüm kaynakları kesilecek.
Trump da halihazırda Polonya gibi alternatifleri mevcutken Ukrayna'nın NATO'ya alınmasında ısrar etmez. Üstelik de NATO'nun bizzat kendisini yük olarak görürken.
Yeni ABD Başkanı Trump'la pazarlığında umurunda bile olmayan bir doğu devletinin talepleri dışında ülkesinin çıkarları için bir şeyler istemesi daha akla yatkın değil mi?
Trump pekâlâ Putin'den İran'la ya da Çin'le ilişkileri konusunda birtakım tavizler isteyebilir.
Dolayısıyla şu an için en gerçekçi görünen çözüm, aldığı toprakların Rusya'ya terk edilmesi, Ukrayna'nın ise NATO üyeliğinin rafa kaldırılması gibi görünüyor.
Uzaktan savaş nutukları atmak, "direnin aslanlar" demek kolay ama evlerinden olan, hayatları kayan milyonlarca Ukraynalı sivil için zararın neresinden dönülse kârdır.
Ukrayna'nın dramı, bugünlerde Batı'nın kayığına binmenin yollarını arayan Gürcistan başta olmak üzere tüm ülkelere ve halklara ibret olmalı.
***
DÜNYA 'FEVKALADE HADİSELERE' GEBE
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Dünyada ve bölgemizde fevkalade bir hadise olmazsa Allah'ın izniyle bundan sonra rüzgârı arkamıza alarak yürüyeceğiz" sözleri üzerinde çok durulmadı.
Ancak çıkışı, Trump'ın işbaşına gelmesinin yaratacağı belirsizliğin tüm dünyayı sarstığı bu ortamda umut verici.
Evet Erdoğan riske de vurgu yapıyor ama ben sözlerini, Türkiye'nin önümüzdeki dönem daha az mücadeleyle daha destekleyici küresel ve bölgesel ortamda hedeflerine yürüyeceğine dair bir özgüvenin işareti olarak okuyorum.
***
İRAN CEPHESİ SURİYE'DE AÇILDI
Ukrayna, Lübnan ve Gazze cephesinde sular durulacak gibi görünürken, Suriye karışıyor. Rusya dün HTŞ'nin rejimin elinden aldığı Halep'i uçaklarla vuruyordu.
Önümüzdeki dönem çatışmanın merkez üssü, Suriye üzerinden İran'a doğru yönelecek.
***
İŞİN NE VEDAT MİLOR?
Sosyal medya hesapları ve Youtube kanalı üzerinden gurme programına devam eden Vedat Milor, geçtiğimiz gün yine bir kebapçıdaydı.
Milor bu kez tüm hesapları üzerinden yayınladığı video performansında kebapçıyı azarlıyordu.
Peki sebebi?
Meğer dükkân sahibi izin almadan kendisiyle fotoğraf çektirmiş.
O çekerken sordu mu bilmiyorum ama Milor videosunda adama demediğini bırakmıyor.
Adam özür diliyor, "estağfurullah" diyor.
Bizimki hâlâ üstüne gidiyor, tüm antipatikliğiyle söylenmeye devam ediyor.
İnsan izlerken utanıyor.
Adamcağız da nasıl olgun, nasıl saygılı. İşittiği onca lafa, hakarete rağmen misafirine üf bile demiyor. Helal olsun, tam bir beyefendiymiş.
Yaşı da epey var ama kendisini var eden insanların sevgi gösterilerine bile patladığına göre anlaşılan Vedat Bey şöhreti kaldırmakta zorlanıyor.
