Eskiden Brezilya dizileri vardı yerlerini bazı Türk dizileri aldı.
Arada iyi işler yapılıyor ama çok kötü örnekleri de var. Yapmacık diyaloglardan ve büyük oyunculuktan uzak, trajedi de bile mizah dilini ustaca kullanan, belli başlı bir önermesi olan "ecnebi" dizilerini izledikten sonra bu tür Türk dizileri yüzlerine bakılacak gibi değil.
Arada sosyal medyada önüme bazı sahneler düşüyor ve ne kadar doğru yaptığımı anlıyorum. "Yoldan geçen başı açık kıza taş atan ilkokul bebesi" sahnelerinden arkama bakmadan kaçıyorum.
Son olarak SHOW TV'de yayınlanan Kızılcık Şerbeti'nin bir tanıtımına denk geldim. Özet geçeyim:
29 Ekim Bayramı geliyor ya, bir adam devlet dairesine asılan bayraktan rahatsız olup arıza çıkartıyor esas oğlan da gelip "Hayırdır Haluk, Atatürk olmasaydı biz şu an sömürgeydik. Sen de İngiliz azınlık bir ailenin yanında uşaktın" diye patlatıyor cevabı.
Aman Allah'ım ne final ama!
Bir şey sorabilir miyim?
Atatürk, Cumhuriyet denilince neden ilkokul çocuğuna dönüşüyorsunuz?
Ahımşahım bir yaratıcılık falan beklemiyoruz ama önemsediğinizi göstermek istediğiniz bir konuya bu kadar uzak olmanızın, sığ bakmanızın izahı ne?
101. yılı dolan bir deneyim için söyleyebileceğiniz tek şey, temiz bir 80 yılı olan "Atatürk olmasa sen yine anadan doğardın ama adın ya Coni olur da ya Hans" klişesini tekrar etmek mi?
İçeriği geçtim... Bayrama denk gelen dizi bölümünde bir jest yapmak da gayet doğal. Ama neden her defasında nefretin kölesi olmayı seçiyorsunuz, karamsarlık, düşmanlık saçıyorsunuz?
Çevrenize bakın. Yer gök şimdiden Türk bayraklarıyla, Atatürk posteriyle donatıldı. İktidarından muhalefetine siyaset, ana akım medya, herkes Atatürk'çü. Kimi taşlıyorsunuz?
Bir defa da gururlanın, bir defa da Cumhuriyeti anlamadıklarını düşündüğünüz insanlara cahil yobaz demeyi bırakıp ikna edici, içinde azıcık akıl olan birşeyler söyleyin, umut verin, "Cumhuriyet daha da iyi olacak" falan deyin.
Doğru, onun için kafa yormak gerekiyor değil mi?
Her hafta bu toplumun makul çoğunluğunun artık aştığı, çok eskilerde kalan siyasi didişmeleri canlandırıp, umacılara kin kusup "Kızılcık şerbeti canım" demenin konforu dururken...
***
BİR MÜSLÜMAN TRUMP'A NEDEN OY VERİR?
Trump Michigan'daki mitinginde sahneye bazı Müslüman toplum liderleriyle çıktı.
Michigan'a bağlı Novi kentindeki mitingine katılan Müslüman liderlerden Belal Alzuhairi Trump'ı desteklediklerini şu sözlerle gerekçelendirdi:
"Müslümanlar olarak savaş değil barış vaat ettiği için, Orta Doğu ve Ukrayna'daki savaşı sona erdireceğine söz verdiği için Trump'ı destekliyoruz. Bence bu adam (Trump) bunu yapabilir. Şahsen Allah'ın onun hayatını iki kez kurtarmasının bir sebebi olduğuna inanıyorum."
Michigan'ı ülkede en fazla Arap ve Müslüman nüfusa sahip eyalet. Haberlere göre, seçimlerde eğilim de bugüne kadar demokratlardan yana oldu. Ancak iktidardaki demokratların Gazze konusundaki tutumu ülkede protestolara neden oluyor. Demokrat Parti mitinglerinde olaylar çıkıyor. Hatta "bağımsız" (uncommitted) diye adlandırılan yüzbinlerce seçmenin örgütlendiği söyleniyor. Bu dalga Trump'a yarayabilir.
Elbette "Trump, İsrail konusundaki açıklamaları da Biden'dan, Kamala Harris'ten farksız" diyenler de var.
Ancak anlaşılan o ki, insanlar her türlü değişimin şu anki durumdan daha iyi olacağını düşünüyorlar. Merkez medya ve resmi söylem başka masallar anlatsa da, pragmatist bir karakter olan Trump'ın, Müslümanlardan, Doğululardan Demokrat siyasiler gibi kategorik olarak nefret etmediğini de görüyor olmalılar.
***
FAKE FATİH
Geçtiğimiz gün yazımda Ertuğrul Özkök'ün Fatih Altaylı ile yaptığı röportajdaki şu sözlerine yer vermiştim:
'Evet doğru, (Baykar) bize en çok ilan veren şirketlerden biri' dedi. Hatta şöyle de bir espri yaptı: 'O kadar çok ilan veriyorlar ki, sponsor olsalar daha ucuza gelir...'"
Baykar dün bir açıklama yayınladı. Gazetelerde okursunuz. Özetle; "Dolandırıcılar adımızı kullanarak çeşitli mecralara reklam veriyorlar. Söz konusu reklamlar bize ait değildir" diyorlar.
Koca koca adamlarsınız, sahtekarlardan para alıp sağda solda "Baykar bize reklam veriyor" diye hava atmaya utanmıyor musunuz?
Bir kez daha anlıyoruz ki, bu adamların ağzından çıkanlara şahit bile gösterseler itibar etmemek lazımmış.