New York'un göbeğindeki Türkevi bir başarı hikayesidir.
Muhuttin Akdit isimli emekli bir öğretmenin ta 60'larda şahsi girişimleriyle soyunduğu hayal, birkaç yıl önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın devreye girmesiyle gerçek oldu.
Büyükelçiliğimizin ve diğer misyonlarımızın da bulunduğu bina, kısa sürede Türkiye'den giden siyasetçilerin toplantılarını, görüşmelerini gerçekleştirdiği bir merkeze dönüştü.
Son olarak, Cumhurbaşkanı'nın BM temaslarının ardından CHP Genel Başkanı da Türkevi'ni kullandı.
Türkevi'nin rüşvet verilerek inşa edildiği iddiaları da işte tam bu süreçte ABD gazetelerinin manşetlerinde yer buldu. Haberlere göre "Osmanlılar" New York Belediye Başkanı'na binanın ruhsat işlerini hızlandırılması için rüşvet vermişti.
Özel'in konu ile ilgili ilk açıklaması şu oldu:
"Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri'nde rüşvet vermeye ihtiyaç duyacak bir ülke değil, öyle bir acziyet içinde değil böyle bir şeye kalkmak, niyet etmek Türkiye Cumhuriyeti devletini temsil eden kimseye yakışmaz. Ben bunları yakın yere koymam ama bu böylesi bir binanın hepimizin gurur duyduğu böyle bir binanın kazandırılması sürecinde jest gördüysek fazlasını Amerika Birleşik Devletleri'nin Ankara Büyükelçiliğine tahsis edilen o muhteşem alan için yapmışızdır. Bunun parayla pulla ölçülecek tarafı yok, güçlü müttefiklik ilişkileri bunu gerektirirdi zaten."
Son derece yerinde ve özgüvenli bir tutum.
Zira mesele, New York'taki binlerce gökdelenden birinin yangın merdiveni değil elbette. Kampanyanın sebebi, İsrail'in soykırımın ilk gündem olduğu bir zirvede Türkiye'nin iktidarıyla muhalefetiyle sergilediği yekapare tutum.
Yahudi gazetelerinin "Osmanlı soygunu" ezgisine içerideki Yozdil'lerin "Ay dünyaya rezil olduk" diye kanon yapması, "İşbirlikçi Özel" naralarının atılması da boşuna değil.
Özel mahalle baskına teslim olursa belki Twitter'da kazanır ama kazandığı ne varsa da kaybeder.
***
İTALYA BÖLGEYE ASKER GÖNDERMEYE HAZIR
İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, "İsrail'i tanıyan ve İsrail tarafından tanınan bir Filistin devletinin inşası için" Birleşmiş Milletler (BM) ile asker göndermeye hazır olduklarını açıkladı.
Her gün onlarca Filistinli'nin katledildiği bir ortamda en gerçekçi çözüm bu gibi görünüyor. Desteklenmeli.
***
NASRALLAH'I İRAN MI SATTI?
Din adamı Muhammed Ali El Hüseyni'nin Nasrallah'ın öldürülmesinden iki gün önce televizyonda yaptığı şu konuşma elden ele geziyor:
"Yemin ederim Nasrallah'ın halefi olan herkes öldürülecek. İran herkesin bilgilerini sızdırdı. Liderler gözetim altında."
Hüseyni'nin akla mantığa gayet uygun iddiası eğer doğruysa soru belli. Hizbullah'ın Lübnan'dan tasfiyesi karşılığında Mollalar ne aldı?
***
BU İNSANLARIN SUÇU NEYDİ?
Osmanlı Hanedanlığı'na mensup Prenses Fazıla 83 yaşında hayatını kaybetti.
Tesellimiz, 1958'de evlenmek üzere olduğu Irak Kralı Faysal darbe ile devrilip öldürülünce, "Mahzun Prenses" olarak anılmaya başlanan Prenses Fazıla'nın, hayata gözlerini Türkiye'de yumması.
Hadi Cumhuriyet devriminden sonrası oluşan ortamda sürgünleri bir nebze anlarız da aradan geçen onca yılda tarihimizin bir parçası olan bu insanlara gerektiği gibi iade itibar yapılamamasının hiçbir izahı yok.
***
YUMURTA YERSENİZ ONCA İLACI KİME SATACAKLAR
Prof Dr. Ahmet Rasim Küçükusta diyor ki: "Harvard'da ender de olsa ilaç şirketlerinin beslemesi olmayan, dürüst akademisyenler de çıkıyor.Bir ay boyunca her gün 24, toplamda 720 yumurta yiyen Harvard' lı tıp öğrencisinin kötü kolesterol değeri yüzde 18 düştü. Yumurtanın kolesterolü yükselttiği de kötü kolesterolün kalp krizi ve felçlerin sebebi olduğu da, kolesterol düşürücü ilaçların kalp-damar hastalıklarına bağlı ölümleri önlediği de Harvard yalanıdır."