İran neden Haniye suikastının hemen ardından görüntüleri dünyayla paylaşmadı? Mollalar, Tahran'ın göbeğinde gerçekleşen saldırının ardından net bilgileri dünyaya duyurmak için neyi beklediler?
Bu suikasttan bir gün önce İsrail'in Beyrut'taki saldırısını anında olay yerinden görüntülerle dünyaya duyuran Lübnan Hizbullahı gibi ortalığı ayağa kaldıramazlar mıydı mesela?
Böylece, Haniye'nin kalacağı odaya yerleştirilen bombayla öldürüldüğüne kadar varan iddialarla muhatap olmazlardı. Hamas liderinin neden yaşadığı Doha'da değil de daha sıkı bir protokolle korunması beklenen Tahran ziyaretinde suikasta uğradığı sorusu tartışılmazdı.
Evet, Haniye'yi İsrail'in öldürdüğü gerçeği tartışmasız. Ama İran'a yönelik en ufak eleştiride hassaslaşıp "ABD dururken neden Tahran'a vuruyorsunuz?" diye sinirlenenler kusura bakmasınlar. ABD-İsrail ittifakının dünyanın birinci problemi olması, İran'ın coğrafyamızda bölgesel aktörlerin ortadan kaldırıldığı bir Bermuda şeytan üçgeninin merkezi hâline geldiği gerçeğini değiştirmiyor.
Her türlü operasyona açık hâliyle İran, bölgeye en az "büyük şeytan" kadar zarar veriyor.
Türkiye'nin bu krizde komşularına rağmen bağımsız bir politika geliştirmesi hayati önem taşıyor.
***
KADINA RİNGDE ŞİDDETE HAYIR!
Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'nda kadınlar boks 66 kg kategorisinde dövüşen İtalyan boksör Angela Carini, Cezayirli rakibi Imane Khelif karşısında aldığı ilk yumruğun ardından 46. saniyede maçtan çekildi.
25 yaşındaki Carini, daha sonra ringin ortasında diz çöküp ağladı. Mücadelenin ardından da İtalyan basınına gözyaşları içerisinde, "Hayatımda hiç bu kadar sert yumruk yememiştim" dedi.
Bayan Carini eğer erkek şiddetine maruz kalmadıysa normaldir. Zira kadın sporcunun ringde yediği sert yumruğun sahibi kendini öyle hissetmediğini söylese de hormonal olarak bir erkekmiş. Kendisine boks gibi sert bir dal seçmesi de zaten sporcunun yumuşak bir tabiatının olmadığının göstergesi.
Elbette konumuz başkalarının tercihleri, hisleri falan değil. Bize ne? Temel bir kuralın sporcular açısından adaletsizlik doğurarak çiğnenmesinden bahsediyoruz.
Zira Imane Khelif geçen yıl Hindistan'da düzenlenen Kadınlar Dünya Şampiyonası'nda cinsiyet yeterlilik testini geçemediği için diskalifiye edilmişti. Buna rağmen sporcunun Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'nda kadınlar müsabakasında yarışmasına onay veren Uluslararası Olimpiyat Komitesi Sözcüsü Mark Adams ise "Pasaportlarında kadın olarak geçiyorlar ve onlar kadın" demekle yetiniyor.
Beyan esassa hormonlar ne olacak?
İşin bizi asıl ilgilendiren boyutuysa spor yazarlarının Khelif'in Olimpiyat temsilcimiz Busenaz Sürmeneli'yle de karşı karşıya gelebileceğini söylemeleri.
Bu sene Rusya'yı müsabakalara çağırmayarak, açılış seremonisinde insanlığın evrensel birikimine, değerlerine, inançlarına saldırarak Olimpiyat ruhunu katleden Fransa işin suyunu çıkardı.
***
OLİMPİYAT SANSÜRÜ
Fransa'daki 2024 Olimpiyatları'nı eline yüzüne bulaştıran küreselciler, yaptıkları işe sosyal medya sansürüyle tüy dikmeye devam ediyorlar.
Facebook ve Instagram geçtiğimiz gün Sabah'ta yayınlanan Olimpiyat yazımı sansürledi. Yazıda kullandığım ve bizzat Olimpiyat Komitesi'nde yayınlanan görseller okuyucuya gösterilmiyor.
Zuckerberg'in Meta grubu dün de İsrail'in İran'da gerçekleştirdiği Haniye suikastına dair haberleri sınırlandırdı.
Netanyahu'nun ABD Kongresi'ndeki tehditlerini, Olimpiyatlar'daki meydan okumayı ve İsrail'in başlattığı suikast operasyonunu yeni bir sürecin başlangıcındaki halkalar olarak okumak mümkün. Küresel sansürün ve dezenformasyonun tırmanması da ısınan havanın göstergesi.
Çoğulculuk adı altında güdük bir dünyaya doğru adım adım yürüyoruz.
***
BİZİM DE BÖYLE BİR HAKKIMIZ VAR MI?
CHP lideri Özgür Özel, "En düşük emekli maaşını 17 bin 500 TL yapın, bütün SGK borcunu ödeyelim" dedi.
Biz vatandaşlar da hukuka uymak için şart koşabiliyor muyuz Özgür Bey?
Çok yumuşamışız hakikaten.