Namık Tan'ın Meclis kürsüsünden "Mavi Vatan masalı" diye tirat atması sıradan bir çıkış değil.
Türkiye Cumhurbaşkanı'nın İsrail Dışişleri Bakanı tarafından açıkça tehdit edildiği, şu an Lübnan üzerinde toplanan kara bulutların, tehdidin Suriye üzerinden sınırlarımıza doğru sokulduğu, Mazlum Kobani'nin "100 bin kişilik ordumuzla teyakkuzdayız" açıklaması yaptığı bir konjonktürde bu açıkça içeriden dışarıya mesaj.
Belli ki Netanyahu'nun ABD Senatosu'nda tüm dünyanın gözlerinin içine bakarak savurduğu tehditlerle cesaret buldular ve saflarını ilan etmenin tam da zamanı olduğuna kanaat getirdiler.
Evet, Namık Tan, tanıyanlar için ABD'nin tedrisatından geçmiş bir isim. Tıpkı CHP'de geçen dönem Tan'la aynı görevi yürüten ve "Türkiye Karabağ'da, Libya'da cihatçıları kullandı" şeklindeki iftiraları dünya kamuoyuna ilan etmesiyle hatırladığımız "monşer" tayfasından Ünal Çeviköz gibi.
"Washington'un Türkiye büyükelçileri" ekolünden...
Ne dese yeridir.
Ama Genel Başkan Özgür Özel tarafından partinin kafa ekibine alınmış birinden bahsediyoruz. Öyle ki, Özel yumuşama stratejisi kapsamında Cumhurbaşkanı Erdoğan'la görüşmek için AK Parti Genel Merkezi'ne giderken yanına "Not tutsun dedik" diyerek onu almıştı.
Dolayısıyla bu sözlerin ardından gözlerimizin Özel'e çevrilmesi normal.
Peki, geçtiğimiz günlerde KKTC'nin 50. yıl kutlamalarına Erdoğan'la birlikte katılarak dış politikada ulusal bir çizgi izleyeceğini açıklayan ve puan toplayan Özgür Özel şimdi ne yapacak?
Cumhurbaşkanı Erdoğan Karabağ'dan, Libya'dan, Mavi Vatan'dan bahsetti diye İsrail'den tehditler alırken, ana muhalefetin içeriden ateş eder pozisyona düşmesine müsaade mi edecek?
Bu Özgür Bey için bir samimiyet sınavı. Çıkıp Tan'ı zaten savunamaz. Ama "Sözleri yanlış anlaşıldı" türünden bir savunmaya girmesi de kimseyi ikna etmez.
Yoksa partideki değişim rüzgârının, rasyonelleşme adımlarının sınırı Namık Tan mı? Kırmızı çizgi, okyanus ötesine biat etmişlerde mi başlıyor?
Cevabı almak için çok beklemeyeceğiz.
***
METİN FEYZİOĞLU SESSİZ SEDASIZ PRAG'A UÇTU
Özgür Özel'in KKTC'deki temasları sırasında kendisini havalimanında karşılamadığı için yerden yere vurduğu Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu artık Prag elçimiz.
Dışişleri'nin tasarrufunun Özel'in çıkışı üzerine olduğu açık. Normal de. Ancak yıllardır Feyzioğlu'nu takip eden bir isim olarak kendisini savunma ihtiyacı bile duymadan gidişine şaşırdığımı söylemeliyim.
Kriz patlak verdiğinde kendisini arayıp sorular sormuştum. Olayın en ince ayrıntısına kadar anlatıp Özel'e karşı herhangi bir saygısızlık etme niyetinde olmadığı konusunda gayet ikna edici şeyler söylemişti. Ancak yazılmamak kaydıyla...
Feyzioğlu'nun resmi görevi ve konumu gereği hassasiyetine saygı göstermek zorundayım. Ama net söyleyeyim, bana anlattıklarını Özgür Bey de öğrense eminim yumuşar, işi bu boyuta getirmezdi.
Belli ki polemik istemedi.
***
YUH YA ELON EFENDİ!
X'in sahibi Elon Musk, Google'da Trump'ı aratmış, karşısına rakibi Kamala Harris'e ait bilgiler çıkmış.
Ekran görüntüsü de alan Musk "Yuh artık" diye tweet atıyor.
Yuh değil mi?
İşte biz de Twitter'daki akla ziyan sansürlerle, kısıtlamalarla karşılaşınca aynı şeyi hissediyoruz.
***
YÜZ YIL SONRA NÜFUSUMUZ 55 MİLYON
Gelenlerle birlikte Türkiye'ye sığamayacağımızı düşünenler, "Kendim için değil asıl gelecek nesiller için kaygılandığını" söyleyen diğerkâmlar çok dert etmesinler...
Türkiye İstatistik Kurumu "Nüfus Projeksiyonları, 2023-2100" araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Ortalık giderek tenhalaşıyor.
Verilere göre, Türkiye nüfusunun 2050'de 93 milyon 774 bin 618 kişiye ulaşması bekleniyor. 2050'li yıllardan itibaren nüfusun azalışa geçmesi ve 2100 yılında 77 milyonun altına düşmesi öngörülüyor. Düşük senaryoda ise nüfusun 55 milyonun altına inebileceği belirtiliyor.
Birleşmiş Milletler'e göre de 2050 yılına kadar dünyadaki nüfus 9-10 milyar, 21. yüzyılın sonuna kadar ise 10-12 milyar arasında olacak.
Gidişata bakılırsa, gelmesin dediklerimizi mumla arayabiliriz.