2013'ten beri ekonomik ve siyasi krizlere, ABD destekli darbe girişimlerine rağmen iktidarda olan Venezuela Devlet Başkanı Maduro'yu yarın zor bir sınav bekliyor. Ülkede sandıklar kuruluyor.
Muhalefet ilk kez umut görünüyor. Zira Maduro'nun ikinci kez seçildiği 2018 seçimlerine ABD ve AB'nin desteğini arkalarına alarak katılmamışlardı.
Aradan geçen 6 yılın ardından, Batı'nın ajanı Guaido yükünden kurtulan muhalefet, daha rasyonel ve yerli söylemlerle süreci yönetiyor.
Maduro'nun rakibi, muhalif koalisyon Birleşik Demokratik Platformu'nun adayı Edmundo Gonzalez Urrutia 74 yaşında bir diplomat. Bölgesel dengelere vâkıf.
Ordunun siyasetten çekilmesi, serbest pazar ekonomisine geçiş, ülke dışına göçen Venezuelalıların geri getirilmesi ve dış politikada değişim vaat ediyor. Muhalefet bloğundaki Guaido takipçilerini sindirmeyi başarırsa Venezuela'da bir şeyleri değiştirebilir.
Zira işler gerçekten kötü. 2018'de olayları izlemek üzere gittiğim Venezuela'da kilitlenmiş bir ülkeyle karşılaşmıştım.
Manzara, zengin yeraltı kaynaklarına rağmen yoksulluk çeken, güzelim coğrafyasının hakkını verecek yaşamı organize edemeyen, güler yüzlü insanların yaşadığı bir cennetti.
Venezuela'da kaldığım süre içinde ABD'ye teslim olup ülkeyi sabote eden Guaido liderliğindeki muhalefet kadar Maduro yönetiminin beceriksizliklerinin de etkili olduğunu anlamıştım.
Son durumla ilgili görüşlerini aldığım Venezuela'daki kaynaklarım da Maduro'nun gidişatı düzeltme konusunda seçmene umut vermediğini söylüyorlar. Sokak üstünlüğünün muhalefetten yana kaydığını anlatıyorlar.
Belli mi olur, bir bakarsınız sandıktan muhalefet çıkıvermiş.
Ne var ki sadece Venezuela'yı ve komşularını ilgilendiren bölgesel bir değişimden söz etmiyoruz. Maduro yönetimi, Çin, İran, Rusya zincirinin Latin Amerika'daki bir halkası.
Mesela Bolivarcı Ulusal Silahlı Kuvvetleri böyle bir değişim karşısında nasıl tutum alır? Sandıktan muhalefet çıksa bile devir-teslim töreni 5 ay sonra. Koskoca 5 ay.
Dünyanın gözü bir süre Venezuela'da olacak.
***
TRUMP TELEVİZYONDA ON KAPLAN GÜCÜNDE
Demokratlar'ın adayının kesinleşeceği Kongre'ye daha var ancak Demokratlar'ın kontrolündeki merkez medya, Kamala Harris'in şimdiden ezip geçtiğini ilan etti bile. Harris de seçim kampanyasına başladı.
Wisconsin eyaletindeki ilk mitinginde 3 bin kişilik bir topluluğa seslenen Harris, Trump'a kafa göz daldı. Dolandırıcılara benzettiği Trump'ın kendisiyle televizyona çıkmaktan korktuğunu söyledi.
Trump'ın ekibi, Harris'in düello teklifini ancak adaylığının kesinleşmesi hâlinde kabul edebileceklerini söylüyor. Hatta Trump'ın birden fazla program istediğini ekliyorlar.
Harris'in blöf yaptığı ortada. Amacı Trump'a en güçlü olduğu noktadan bir hamle yapıp şaşırtmak, ağustostaki kongre öncesi tabanı toparlamak.
Ne var ki rest çektiği kişi Trump. Profesyonel bir televizyon yıldızı. İşi bu. Biden'ı yediği gibi, daha tek bir münazara performansına şahit olmadığımız, sadece kahkaha atarken dinlediğimiz Harris'i de rahatça idare eder.
Trump'ın bu konuda tek bir hassasiyeti olabilir. O da reytingini "fake news" dediği CNN'e yedirmek.