Dün çiftçiden 1.5 TL'ye alınıp tezgâhta 80-100 TL'ye satılan limonun hikâyesi üzerinden, "Ne oldu yılan hikâyesine dönen Hal Yasası'na?" diye sormuştum: "Sayın Bakan limonu görüyor musunuz?" Tarım Bakanlığı yetkilileri, "Biz üretimden, üreticiden sorumluyuz. Sonrasındaki ticari süreç Ticaret Bakanlığı'nın alanı. Hal Yasası konusu Ticaret Bakanlığı'nda" diyorlar.
"Hal Yasası abartılıyor mu yoksa etkili bir çözüm mü?" şeklindeki sorumu da "Elbette sorunu büyük oranda çözer" diyerek yanıtladılar.
Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı da sabah saatlerinde basın mensuplarına, "Şu son dönemdeki fiyat artışının içeride limon olmamasıyla ilgili hiçbir yönü yok, burada fahiş fiyat konusu var. Onda da Ticaret Bakanlığımız her zaman olduğu gibi çok ciddi şekilde üzerine gidiyor" dedi.
Herkesin sorunun aşılmasında etkili olacağını söylediği bu yasa hakkında bütün parmakların işaret ettiği Ticaret Bakanlığı'ndan ise henüz bir cevap yok.
Ancak dünkü yazıma okurdan ve piyasa aktörlerinden gelen cevapların karamsar olduğunu söylemeliyim.
Herkes Hal Yasası'nın çıkartılamayacağından, birilerinin bu işe engel olacağından emin gibi görünüyor. Neler neler yazmışlar. Kim bilir Ticaret Bakanlığı'na daha ne bilgiler gidiyordur.
Gerçekten böyle mi Sayın Bakan? Bu işin mümkünatı yok mu? Gıda piyasasında suyun başını tutanlar söylenildiği kadar güçlü ve etkililer mi? Muhalefetin bile bu konuda ağzını açamamasının, hükümeti sıkıştırmamasının sebebi de bu mu?
Bu arada Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in Hal Yasası konusundaki görüşünü de çok merak ediyorum. Üreticiyi de tüketiciyi de soyan, piyasayı manipüle eden tortunun temizlenmesi, enflasyonu dizginlemek için aldığı sert tedbirlere ciddi destek olmaz mı?
***
İNGİLTERE'DE SOL YIKTI GEÇTİ
İngiltere'de 14 yıllık muhafazakâr iktidar değişti. İşçi Partisi seçimlerden parlamentoda ezici çoğunluk sağlayacak bir zaferle çıktı. Ülkenin yeni başbakanı Keir Starmer, Kral 3. Charles tarafından hükümeti kurmakla görevlendirildi. Solcular gerçek anlamda bir enkaz devraldılar. Barınma, sağlık ve eğitim berbat durumda. Vakit kaybetmeden kabinesinin Maliye Bakanı'nı açıklayan Starmer'in öncelikli diye açıkladıkları hedefleri tabloyu özetliyor:
Ekonomik istikrar sağlamak.
Hafta sonları ve akşamları çalışmaları için personele daha fazla ödeme yaparak haftada 40 binden fazla randevuyla Ulusal Sağlık Sistemi'nde bekleme sürelerini kısaltmak.
Yasadışı göç ve insan kaçakçılığını durdurmak için terörle mücadele tarzı yetkilere sahip bir Sınır Güvenliği Komutanlığı oluşturulmak.
İstihdam yaratmak, enerji faturalarını düşürmek.
6 bin 500 yeni öğretmene istihdam sağlamak.
Tabii solcu hükümetin önündeki en büyük sınav İngiltere'nin AB ve NATO ilişkilerinde alacakları pozisyon olacak?
Onlar da woke sol modasına teslim olup günü mü kurtaracaklar yoksa kazandıkları çoğunluğun hakkını mı verecekler göreceğiz. İlk konu malum, Gazze'deki soykırım.
***
HAYIRLI TIRAŞLAR
Belediye Başkanı Tanju Özcan, Bolululara söz vermiş.
Şehre Avusturya maçında bozkurt işareti yapan Merih Demiral'ın heykelini dikecekmiş.
"Hadi bakalım, Avrupa bana da ceza yazsın bakalım!!!" diyor.
Taşra heykeltıraşlarına iş çıktı. Hadi bakalım hayırlı tıraşlar.
Bu arada konu söz vermekten açılmışken, "Hayatımda hiç kıvırmadım. Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanırsa 2024 yılında seçilme şansım yüzde 100 de olsa Bolu Belediye Başkanlığı'na aday olmayacağım" diye bir söz vermiştiniz Tanju Bey.
18 Nisan'da da sosyal medya hesabından, "Recep Tayyip Erdoğan seçimi bir kez daha kazanırsa Bolu'nun en görünür yerine devasa bir Erdoğan heykeli dikeceğim" demiştiniz?
O sözlerinize ne oldu?
