10 Kasım'da Zonguldak'ta ormanlık alandan geçen insanlar yanmış bir cesedi fark edip, ihbarda bulundular. Benzin dökülerek yakıldığı belirlenen ceset kaçak olarak işletilen bir maden ocağında çalışan Afganistan uyruklu Vezir Muhammed Nourtani'ye aitti.
Zanlıların anlattıklarına göre 5o yaşındaki adam çalışırken ölmüş ve kaçak maden kapanır diye araziye atılıp yakılmıştı.
Dava dosyasında ise Nourani'nin maden çıkartıldığında hayatta olduğuna dair ifadeler, kamera kayıtları ve daha bir çok delil var. Adamın böbreğinin çalındığı da iddialar arasında. Kafaları çekip, en ince ayrıntısına kadar tasarlayarak, işbirliği halinde bu suçu işlemişler.
Ailenin avukatı Kerim Bahadır Şeker, atılı suçun taksirle adam öldürmek değil, "Afgan'dır, kimliği yok, yakalım gitsin" söylemeleri dikkate alınarak "insanlığa karşı suçlar" kapsamına alınması gerektiğini savunuyor.
Yargıya güveniyoruz.
Ne var ki Muhammed Bey geride 38 yaşındaki eşi Kamergul'u, oğulları yürüme engelli oğlu Sayid'i, Pir'i, işitme engelli Ali'yi, 2 yaşındaki Sayid'i ve gelini Şaziye'yi bıraktı. Onlar da iki odası olan sobalı bir evde, davalı yakınlarının ölüm tehditleriyle sefalet içinde yaşıyorlar.
Ailenin Zonguldak İdare Mahkemesi'ne yaptığı 'uluslararası geçici koruma başvurusu' ise reddedildi. Her an sınır dışı edilme tehdidiyle karşı karşıyalar. Afganistan'a gönderilmeleri halinde başlarına neyin geleceği ise meçhul.
***
AŞI KARŞITI BABANDIR BAY TEDROS
Son dönemlerde aşı karşıtlığının tırmanmasından yakınan makaleler okuyorum.
DSÖ Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus da geçen gün "Aşı karşıtlarının ortaya çıkardığı ciddi zorluk ve bunu geri püskürtmek için strateji geliştirmemiz gerekiyor, bilim ve kanıtlar bizim tarafımızda. Bence bu mücadelede daha agresif olmanın zamanı geldi..." diye isyan ediyordu.
Agresif derken...
Son zıvanadan çıktığınızda millete aşı diye deneysel sıvıları dayadınız. Evrensel ve anayasal hakkını kullanıp, sıvı firmalarının hiçbir mesuliyet kabul etmediği sıvılara denek olmayı reddeden insanları işleriyle tehdit ettiniz.
Bilim yerine koyduğunuz akademiyi de bu dayatmaya alet ettiniz. Bilimsel fetvalar aldınız.
Sağlık sistemini kilitlediniz. Sektöre para transferini tereyağından kıl çeker gibi gerçekleştirdiniz. Doktorları da mağdur ettiniz hastaları da... Tıbba ve bilime güveni sarstınız.
İnsanları hasta ettiniz; edemediklerinizi de hastalık hastası...
Şimdi kalkmış, pandemide sansürlediğiniz bilim için bizden yana diyorsunuz. Afra tafra yapıp, suçu mağdurlara yığıyorsunuz, tehdit ediyorsunuz. Aynı hatada ısrar ediyorsunuz.
Evet, aşı karşıtları her zaman oldu. Ama onlara verdiğiniz cevaplarla benim gibi kategorik olarak aşı karşıtı olmayanların Korona kan sıvılarına yönelik şüpheleri gidermeye çalıştığınız için sayılarını siz artırdınız.
Ha bu arada, hadi bir daha pandemi de olduğu gibi agresifleşin de görelim. Bakın bu sefer nasıl kafanıza geçiyor küresel sisteminiz.
***
ELİNE SAĞLIK BAŞKAN
Marmaris Belediye Başkanı Acar Ünlü resimde gördüğünüz ucube inşaata bizzat giderek tüm çalışmaları durdurmuş.
Canı gönülden tebrik ediyorum.
***
NETENYAHU'NUN BAŞI DİK, ÇÜNKÜ BOĞAZINA KADAR PİSLİĞE BATMIŞ DURUMDA
Biden Gazze'de devam eden soykırım için 3 aşamalı bir ateşkes teklifi yaptı.
1- İlk aşama altı hafta sürecek ve bu süre zarfında "tam ve eksiksiz bir ateşkes" sağlanacak. İsrail güçlerinin Gazze'nin tüm bölgelerinden çekilecek, Filistinli mahkumların serbest bırakılması karşılığında aralarında kadın, yaşlı ve yaralıların da bulunduğu İsrailli rehineler serbest bırakılacak.
2- İkinci aşamada, erkek askerler de dahil olmak üzere kalan tüm hayattaki rehineler serbest bırakılacak.
3- Son aşamada ise savaşın yol açtığı yıkımın ardından onlarca yıl sürecek bir yeniden inşa süreciyle karşı karşıya olan Gazze'nin büyük çaplı inşasına başlanacak.
Hamas en acil ve insani ihtiyaç sivil ölümlerinin durdurulması olduğu için plana sıcak bakıyor.
İsrail tarafından ise ses yok.
Çünkü 7 Ekim'den bu yana Gazze'de katlettikleri 37 bin sivilin kanın ellerinde. Ateşkese imza attıktan sonra ellerini yıkayarak kurtulamayacaklarını biliyorlar. İnsani eşiği aştılar.
Netenyahu'nun başı da boğazına kadar pisliğe battığı için dik duruyor.
