Herkes Brooklyn'de Yahudilerin yoğun olarak kullandığı meşhur bir sinagoga yapılan polis baskınını ve binada ortaya çıkan gizli bölümleri, tünelleri konuşuyor.
Sinagog yetkilileri, kanalizasyon ızgaralarına çıkan tünellerin pandemi döneminde gizlice ibadet edebilmek amacıyla ve kadınların gizlice içeri girebilmesi için kazıldığını söylüyorlar.
Gayet makul bir gerekçe. Hasidik Yahudi grupların içinde İsrail devletinin kuruluşuna karşı çıkanların olduğunu biliyoruz. Filistin'e destek gösterilerinde polis tarafından coplandıklarını da gördük. Dünya kolektif bir deliliğin esiri olmuşken, İsrail devleti aşılamada rekor kırarken, New York'taki Hasidiklerin akıldışı pandemi yasaklarını delmeye çalışması dini reflekse, hayatın doğal akşını uygun.
Bunları söyleyince "İsrail'in ekmeğine yağ sürüyorsun" diyenler var ama üzgünüm. Şu ana kadar ulaştığım bilgiler ışığında daha da ileri giderek, olayın New York Belediyesi'nin imar kanununa muhalefetten başka bir mesele olmadığını da söyleyeceğim.
Sosyal medyada görüntüleri yayınlanan lekeli bir iki kirli yatak üzerinden iki dakikada yazılan mide bulandırıcı senaryolara ortak olamam. İnsanlar, inanç grupları hakkında pedofili gibi ciddi suçlamalarda bulunurken ciddi delillere sahip olmanız gerekir.
"Yalansa yalan, savaş bu yumruk sayılmaz" falan diye de kimse vasatlığına bahane bulmasın.
Adına sosyal medya denen gayya kuyusundaki ne idiği belirsiz içeriklerin üzerine balıklama atlayarak attığınız her gol kalemize giriyor, görmüyor musunuz?
Netanyahu ve İsrailli yetkililer, her platformda işledikleri savaş suçlarını bu ezoterik safsataları örnek gösterip aklamaya çalışıyorlar.
İsrail hükümet sözcüsü, Güney Afrika'nın UCM'de açtığı ciddi davayı, Yahudilerin dini ayinlerinde kanlarını kullanmak için Hıristiyanları öldürdüğüne dair tarihteki yanlış iddiaları tanımlarken kullanılan "kan iftirası" tanımlamasıyla karikatürize ediyor.
Şimdi siz söyleyin, kim kimin ekmeğine yağ sürmüş oluyor?
"Yalana ne gerek var, gerçek en etkili silahımız ve orta yerde" diyenler mi?
Yoksa 20 binden fazla sivili katlettikleri Gazze'de soykırıma devam eden İsrail savaş aygıtının açık suçları ortada dururken "delili" New York'taki bir ibadethanenin altına kazılmış tünellerde arayanlar, "Türkiye'deki sinagogların da altına bir bakalım" falan diyen kahramanlar mı?
***
GÜNEY AFRİKA, İNSANLIĞIN ONURUNA SAHİP ÇIKTI
Güney Afrika'nın, İsrail'in aleyhine Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde soykırım suçlamasıyla açtığı tarihi davanın ilk duruşması dün Lahey'de görüldü.
Evet, biliyoruz; İsrail de ABD ve Rusya gibi UCM'ye taraf değil. Süreç de İsrail'in soykırımdan mahkûm edilmesiyle sonuçlanmayabilir.
Ne var ki davaya çok iyi hazırlanan ve sağlam bir dosya hazırlayan Güney Afrika gerçekçi hareket ediyor. İlk aşamada İsrail'in Filistin'deki askeri operasyonlarının durdurulmasını talep ediyorlar.
Olur olmaz, ama şu an için insanlığın tüm enerjisini kanalize edeceği ilk somut hedef ölümlerin durdurulması.
Soykırımın başından beri koçlar gibi duran İrlanda da Lahey'de güçlü desteğini açıkladı. Fransa'da da girişimler başladı. Gerisi gelecektir.
BBC'ye konuşan Güney Avustralya Üniversitesi'nden hukuk hocası Juliette McIntyre'ın şu sözleriyse üzerinde durulmaya değer:
"Batılı ülkelerin Güney Afrika'ya destek için müdahale edeceğini görmeyeceğiz. Buradaki soru, Arap ülkelerinden bir müdahale görüp görmeyeceğimiz."
***
ERDAL BEY NE YAPIYORSUNUZ?
Bıçkın Ankara bebesi, dobra komiser Behzat Ç. karakteriyle hafızalara yer eden sanatçı Erdal Beşikçioğlu, CHP'nin Etimesgut Belediye başkan adayı olmuş.
Beşikçioğlu gibi başarılı, yaratıcı ve kariyerinin zirvesinde olan bir sanatçı, niye kendini bir ilçe belediyesine hapsetmeyi hayal eder anlayamıyorum?
Ayrıca neden Etimesgut? Orada mı oturuyorsunuz? Ve yolların durumu, ulaşım canınıza tak etti de ömrünüzün bir beş yılını bu işleri kökünden halletmek için harcamaya mı karar verdiniz?
Peki politikleşen sanatçılar yüzünden çoraklaşan, sıkıcı hale gelen sahnelerin durumu ne olacak?
***
PEKİ MÜTEAHHİDE OY VERİR MİSİNİZ?
TİP Başkanı Erkan Baş, Ekrem İmamoğlu için "Kapımıza gelse bizden aday olamaz, bir tane bile müteahhidi aday göstermeyeceğiz" diyor.
TİP'liler ne düşünüyor, merak ediyorum?
Aralarında partilerinin kapısından sokmayacaklarını söyledikleri müteahhide oy verecekler yok mu?
Sonuçta, mühendis Murat Kurum'a oy verecek değiller ya!