Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Kılıçdaroğlu nasıl dolandırıldı?

Sesli dinlemek için tıklayınız.

CHP'liler, Nasreddin Hoca gibi "Yediğimiz ciğerse kedi nerede" diye soruyorlar...
Haklılar. CHP'nin oyu yüzde 25'te kaldı. Bu oran, partinin oylarını tavan yaptırdığı söylenen Kemal Bey'in oyuysa diğer 4 genel başkanın oyu nerede?
Evet CHP'li seçmenin oyu, okyanus ötesi partilerin midesinde. Önümüzdeki dönem parlamentoda bu oylarla grup kurup geviş getirecekler. CHP'ye gram katkıları olmadığı halde tam 37 vekil kazandılar. Dahası "Aşırı bilinçliyiz" diyen CHP seçmeni ikinci turda kendisini cumhurbaşkanı seçtirebilirse Kemal Bey bu dört partiye birer de bakanlık verecek. Yetmeyecek, dördünün genel başkanını cumhurbaşkanı yardımcısı atayacak.
Ne strateji ama!
Şaka bir yana, koskoca bir adam düşünerek hem kendi hem de CHP seçmenin ayağına sıkmaya ikna olur mu? Kandırılmış, dolandırılmış olmalı mutlaka!



Söyleyin, sizi kim kandırdı Kemal Bey?
ABD'de ortadan kaybolup 8 saat hamburger yediğiniz dostlarınız mı?
Danışmanlarınız mı?
Görevden aldığınız ancak istifa ettiğini söyleyen CHP'nin bilgi ve iletişim teknolojisi sorumlusu Onursal Adıgüzel mi?
Sabah akşam "Davutoğlu, Babacan AK Parti'yi bölüyor" diyen, PR yapan "Candaş medyanız" mı?
Kendinden çok emin şekilde aylardır yazdıklarını, söylediklerini şimdilerde "miş"li "muş"lu rivayet geçmiş zaman ekleriyle anlatmaya başlayan Halk TV yorumcusu Mehmet Tezkan mı mesela?
Beyefendi, "Demek ki Babacan'ın da, Davutoğlu'nun da tabanı yokmuş. AKP'den kimseyi peşlerinden sürükleyememişler. Şişirilmiş balonmuşlar. Kâğıttan kaplanmışlar... Kendilerini iyi pazarlamışlar!.." diyor da...
Belki de Kemal Bey'i kandıran, Muharrem İnce'ye montaj kaset operasyonu çekmekten tutuklanan zat da dâhil çalıştığı anket şirketleri sahipleridir.
Yoksa hepsi beraber mi?
Erdoğan gitsin diye böyle basit dolandırılan bir adaya oy vermek zorunda kalan muhalif seçmen üzgün biliyorum ama sevinin, dua edin, ucuz atlattık.
Yaşadığımız ülke uçurumun kenarından dönmüş, görmüyor musunuz?

***


HOŞ DÖNÜŞLER OLA...
Seçim öncesi iş dünyasından bürokrasiye kadar Erdoğan karşısında konumlanan cephede çözülmeler başladı. Medyada da durum aynı.
Depremde bile tarafsız pozlarıyla sinsi Erdoğan muhalefetini sürdüren Ciner Grubu'nun ekranı AK Partili yöneticilerden geçilmiyor. Program yaptığım "yandaş" denilen A Haber'de bu kadar çok AK Partili konuğa rastlamıyorum.



Yalnızca her seçim bir o yana bir bu yana meyleden hacıyatmazlar ya da Erdoğan sonrası için peşi sıra kurulan stüdyolar değil, CHP trolüne dönüşen gazeteciler de ürkek ürkek günah çıkartıyor.
Hatta, yüzüne karşı "fonlandığını" söyleyen Ümit Özdağ'a gülerek "evet" diyen Ruşen Çakır bile özeleştiri veriyor:
"Seçimler hakkında söylediklerim doğru çıkmadı. Birtakım şeyleri yanlış okudum. Herhangi bir temenniyle yorumlar yapmadım; gözlemlerime, birikimlerime dayalı yorumlardı. Ama yanılmışım!"
Yanılmış... Ne desin, "Yalan söyledik" dese okurları küsecek mi sanki?

***


REHAVETE YER YOK!
İlk seçimde yüzde 90'a yakın rekor bir katılımla sandıkları patlattık.
Seçimlere katılımın yüzde 50'lerde kaldığı dünyamızda demokratik meşruiyet açısından büyük bir başarı.



Şimdi 28 Mayıs'ta önümüzde ikinci tur var. "Parlamento şekillendi" diyerek sandıktan soğumayın.
Evet, ilk turda Kılıçdaroğlu'na 5 puan fark atan Erdoğan'ın ikinci turda da şansı yüksek. Ama rehavete kapılan tarafın kaybetme ihtimali şüphesiz daha yüksek.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA